RotkaLite – Bilgiye Erişim Özgürlüğü ve Obskürantizm

Sosyal medyanın hayatımıza girişiyle birlikte yerleşen bazı düşünce ve kalıplar bilgi ve bilgiye erişimle ilgili bizleri bir ya da birkaç yanılgıya sürüklüyor olabilir. Yaşanan bazı örneklerden yola çıkarak ortaya attığımız “Artık hiçbir şey gizli kalmıyor”, savının gerçeği ne denli yansıttığı ise tartışılır. Gün boyu sayısız bilgiye maruz kalıyoruz.  Bu yoğun bilgi akışının zihinde yarattığı doygunluk, bilgi ile ilişkimizi gözden geçirmemiz konusunda bize zaman ve alan bırakmıyor. Üstelik burada elde edilen bilginin değeri ve katkısı da meçhul… Bilgi ile ilgili yanılgılar üzerine biraz kafa yorulduğunda ise cevaplaması zor sorular birbiri ardına geliyor;

Bilgiye gerçekten erişebiliyor muyuz?

Erişebildiğimiz bilgi doğru ve gerçek mi?

Bazı bilgiler sadece dip gürültüsü yaratmak ve toplumu gerçeklerden uzaklaştırma amacıyla özellikle mi ortaya sürülüyor?

Siyasi erk ve çeşitli mekanizmaların bilgi saklayabilme yeteneği sandığımızdan daha mı fazla?

Bilginin sahibi kim?

Farkında olmadan taşıyıcısı olduğumuz bilgiler kimlerin işine yarıyor?

Kısa bir yazıda bunların hepsine birden cevap vermek zor, ancak bilgi saklamanın bir ideolojik aygıt olduğu gerçeğinden hareketle bazı çıkarımlar yapmak mümkün.

Obskürantizm, dilimize Karanlıkçılık ya da Bilmesinlercilik olarak çevrilmiş olup, sözlük anlamı şöyledir; “Egemen güçlerin kendi hoş görmediği kavramlara, kişilere, topluluklara ilişkin toplumun bilgi erişimini sistematik olarak kısıtlama çabası”.

Obskürantizmi kullanışlı yapan önemli özelliklerinden biri  “gerektiği yerde gerektiği kadar bilgi vermesidir.” Açığa çıkan/çıkarılan bu bilgi sadece bilgiyi kendi çıkarına kullanacak olanların işine yaracak şekilde düzenlenmiştir. Toplumun çeşitli kesimleri bilgiyi alır, kendine göre yorumlar ve artık içinde yaşadığımız dijital çağda sosyal medya aracılığıyla bilinçli ya da bilinçsiz olarak bu bilginin taşıyıcısı olur.

Bilgiyi tekelinde tutmak aynı zamanda gücü de elinde tutmak anlamına gelir. Bu güce sahip olmak isteyenler bilgiye erişimi zorlaştırmanın yanında, bilgiyi anlaşılmaz kılmaya da çalışırlar. Bunun için de en kullanışlı araç dildir. Özellikle inanç sistemlerini tekelinde tutmak isteyenler onu sadece belli kesimlerin konuşabildiği ama insanlığın çoğunun anlamadığı dillerin içine hapseder. İnanç sistemleri dışında da toplumların dilleri üzerinde yapılan “tuhaf” planlar aynı amacı taşırlar.

Obskürantizm özgür düşüncenin karşıtıdır ve genellikle radikal dincilik ve faşizmle birlikte hareket eder. Gerçekte bilgiye karşı, bilimi reddeden, toplulukları bilgisiz/cahil bırakmayı hedefleyen bu düşünce sistemi her disiplinin içine sızabiliyor ve eğitim sistemi de onun yoğun saldırıda bulunduğu alanlardan biri.

Çeşitli kitle iletişim araçları da Obskürantizmin hizmetinde. Yani bilgiden doğan teknoloji yine bilgiyi saklamak ve ulaşılmasını zorlaştırmak için kullanılabiliyor. Bunun en iyi örneği on yıllardır insanoğlunun hayatında yer eden televizyon. Bir diğeri ise özgürleştirici bir alan olarak gördüğümüz sosyal medya. Başlangıçta toplumlararası sınırları fiziki olmasa da iletişim anlamında kaldıran, bilgi ve kültür alışverişini kolaylaştıran, diğer yandan özgürlük fikrinin yayılımında ciddi katkı sağlayarak kullanılan bu mecra kısa sürede iktidar erkini elinde bulunduranlar tarafından da çözümlendi. Küçük şaşkınlıklarını atlattıklarından beridir bu mecrayı da parazit bilgi ve sansür işbirliğinde bir propaganda aracına dönüştürmeyi başardılar. Üstelik korku endüstrisinin acı sosunu da üstüne serperek. Parazit bilgi anahtar kavramlardan biri, çünkü özgür düşünceyi savunduğunu iddia eden biri bile gerçek bilginin üstüne örten bu parazit bilginin alıcısı ve taşıyıcısı olabiliyor.

Gerçek ve değerli bilgiye ulaşmak aslında sandığımızdan çok daha zor. Bilginin yolu üzerinde kurulu birçok tuzağı aşabilmek, zaman, emek ve hatta ekip işi. Sonsuz veri tabanına ulaştığımızı sandığımız dijital çağda giderek taassuba gömülmemiz, bilgi ile ilişkimizi yeniden gözden geçirmemizi zorunlu kılıyor.

Bunu yaparken de basit yöntemler uygulayarak en azından tuzaklardan kaçınmak mümkün olabilir. Paylaşılan bilgiyi sorgulamak, parazit bilgiyi görmezden gelmek, insanlığın eski dostu basılı bilgi kaynaklarını taramak ve sürekli olarak nitelikli bilgi edinmek için çaba harcamak gerek. İçimizde oluşmaya başlayan karanlıktan kurtulabilmenin ve etrafa ufacık da olsa bir ışık yayabilmenin yegâne yolu bilgi ile ama doğru ve özgür bilgiyle donanmaktan geçiyor.

tr_TRTurkish