Haftanın kitaplığı – 4 Mart 2019

Okuyacak çok kitap var seçmek zor diyorsanız yeni çıkan kitaplar arasından yaptığımız derlemeye bir göz atabilirsiniz.

TARİHİ KIRINTILAR – BARIŞ BIÇAKÇI

Barış Bıçakçı’dan Yeni Bir Roman: Tarihî Kırıntılar

Barış Bıçakçı, okurlarıyla en son 2016 yılında Seyrek Yağmur ve yine aynı yıl yayımlanan Behçet Çelik ve Ayhan Geçgin ile edebi yazışmalarından oluşan Kurbağalara İnanıyorum’da buluşmuştu. Bıçakçı, heyecan yaratan bu romanında, bir kaybın peşinde geçen hayatları anlatırken umutla, sevgiyle, arayışla ve şiirle dolu bir dünya kuruyor.

“Bir kaybın peşinde bir aile ve ailenin oğlu, Can… Can’ın peşinde şiir ve şiirin peşinde Can.
Şiirle hayat arasındaki en kısa mesafe, nedir, nerededir?
“An”dan şiir çıkaran emekle, şairanelik arasındaki mesafe?
“Dış dünya” kıyıp geçirirken, poetikalar nasıl konuşur, bizimle ve birbirleriyle?
​Yoksa “bunlar”, beyhude mi?”

GOLDSTEİN: GEREON RATH’IN ÜÇÜNCÜ VAKASI – VOLKER KUTSCHER

Berlin’e “düşen” bir Amerikalı gangster, Komiser Rath’ı, Berlin’in yeraltı dünyasından gayrı bir de uluslararası mafya işlerine karıştırıyor. Çok boyutlu, karmaşık bir entrika. Fonda ekonomik buhranın yıkımı veNazilerin yükselişi…

Goldstein’da suç ve cürüm yelpazesi, bu defa olağanüstü geniş! Küçük suçlar âleminin çocuk hırsızlarından boy boy mafyaya, uluslararası suç bağlantılarına ve ırkçı şiddete uzanıyor. Kutscher’in ustası olduğu şey
bu zaten: “zamanın ruhunun” müthiş zengin bir tasviri.

Berlin Babylon televizyon uyarlamasıyla uluslararası şöhret kazanan Komiser Rath dizisinin bu üçüncü romanı, “sert polisiye” stilindeki ustalığıyla da dikkat çekici. Yahudi-Amerikalı gangster figürü, sadece 30’lar Almanyası’ndaki antisemitizme değil, Amerikan mafya “töresine” de eğilmeye imkân vermiş.

“Kutscher, romanın uzunluğuna rağmen gerilimi 119 bölüm boyunca ayakta tutmayı başarıyor. Yozlaşma, cinayet ve nasyonal sosyalizmin yükselişi, karmaşık örgüsü içinde, çok yönlü olarak aydınlatıyor.”
Rheın-Neckar-Zeıtung

VE ATEŞ BİZİ TÜKETİYOR – MURAT GÜLSOY

Sokak lambasının aydınlattığı girişte, gemi tarifesinin yanında asılı olan semt haritası dikkatimi çekti. Kırmızı bir noktanın yanında “Buradasınız” yazılıydı. Ağır ceza reisinin titreyen parmaklarıyla bu kırmızı noktaya dokunduğunu, “Buradayım ama burası neresi?” diye mırıldandığını duyar gibi oldum.

Mevsimlerin hızla değiştiği, hayatın akıp geçtiği bir kış gecesi kaybolan yaşlı komşusunu aramaya çıkan bir adam, yaşadığı mahallenin bildik sokaklarında tekinsiz bir yolculuğa sürüklenir. “78 Nova”nın kadife koltuklarından üniversitenin gizli dehlizlerine, zifirî karanlıktaki bir heykel sergisinden kendi filmini çekenlerin açık hava sinemasına, eski bir sarayın bahçesinden bağlar arasındaki hayal evine ve nihayet yeraltındaki metro inşaatından ölüm kuyularına uzanan bu yolculukta kahramanımız hem yol boyunca karşılaştığı insanların hikâyelerinin bir parçası olacak hem de yaşlı komşusunun kim olduğunu öğrenecektir.

Murat Gülsoy, sıradan hayatların ardına gizlenen karanlığı, on yıllarca saklanan derin korkuları, yaşlı kalplere gömülmüş hüzünlü aşkları, başkalarının aynasında kendi benliğiyle yüzleşmeyi fantastik, yer yer grotesk bir arayış hikâyesine sığdırırken sırlarla dolu geçmişin kapısını cesaretle aralıyor.

Ve Ateş Bizi Tüketiyor… Gecenin içinde dolananların, gecede kaybolanların romanı…

ANTİK DÜNYA – JERRY TONER

Antik dünyada yaşam nasıldı? Bir zaman makinemiz olsa ve gidebilseydik Antik Roma’da neler görürdük mesela? İngiltere’nin önemli tarihçilerinden Jerry Toner, bu kitabında antik dünyaya farklı bir yolculuk iddiasında. 

Antik dünyada gündelik yaşama odaklanan yazara göre sokaklar ölüm ve çöp kokuyor. Seçkin azınlık dışındaki herkes sürekli fakirleşme, açlık ve ölüm tehdidi altında yaşıyor. Belediye, köle cezalandırma hizmeti veriyor. Bebekler satılıyor, kadınlar satılıyor, erkekler satılıyor. Cinsellikte, kimin kimle ne yaptığına değil, kimin üstte olduğuna bakılıyor. Duvar yazıları bilgelik değil, bol küfürlü mesajlar içeriyor.

FEMİNİST MANİFESTO – CHİMAMANDA NGOZI ADICHIE

Chimamanda Ngozi Adichie’den “Feminist Manifesto”

Nijerya’nın en güçlü seslerinden aktivist ve feminist yazar Chimamanda Ngozi Adichie’nin kadınların özgürlüğü için kaleme aldığı 15 maddeden oluşan Feminist Manifesto, Begüm Kovulmaz’ın çevirisiyle ve Doğan Kitap etiketiyle yayımlandı.

Adichie, bu 15 maddeyi modern hayatta kız çocuklarını kendine güvenli, donanımlı, özgür bir birey olarak yetiştirmek için sıralıyor. Bu kitap, yalnızca kadınlar için değil, kız ve erkek çocuklarını önyargılardan, ayrımcılıktan, toplumsal cinsiyet tuzaklarından arındırılmış bir dünyada büyütmek isteyen ebeveynler; öğrencilerine okulun ötesinde bir hayat vermek isteyen eğitimciler için de kaleme alınmış bir eser.

​Adichie, bir gün çocukluk arkadaşından kızını feminist olarak yetiştirme konusunda yardım isteyen bir mektup alır. Ve Chimamanda, kendisinin ve hemcinslerinin deneyimlerinden süzüp getirdiği 15 madde sıralar. Erkek egemen bir dünyada, eşit ve tam bir birey olarak varlığını sürdürmesini, sırf kadın olduğu için kendisinden beklenilen rolleri elinin tersiyle itmesini, sırf kadın olduğu için ona yaşatılacak kısıtlamaları reddetmesini sağlayacak öneriler bunlar. 

tr_TRTurkish