Eski, düşük bütçeli Japon filmlerinin kraliçesi ve Quentin Tarantino’nun gizli ilham perisi Meiko Kaji’yle tanışın

1970’lerin Japonya’sına geri dönerek ateşli film ikonu, oyuncu, şarkıcı ve her yönüyle asi Meiko Kaji’yi tanıyalım. Kaji, yetmişli yıllarda, ülkenin önde gelen stüdyolarından biri olan Toei’nin yapımcılığını üstlendiği, aslında çokça cinsiyetçi, kötü kız aksiyon filmlerinden oluşan, şiddet içerikli Japon film türü olarak bilinen bir türün zirvesindeyken ün kazandı. Onu en ikonik rollerinden biri olan Lady Snowblood’da görmemiş olabilirsiniz, ancak 1973’teki bu düşük bütçeli film performansı, Quentin Tarrantino’nun Kill Bill’i için ana ilham kaynağıydı ve şüphesizdir ki savaşçı ilham perisi Meiko Kaji, Kill Bill serisinde Quentin Tarantino üzerinde derin bir etki bırakmış, onun yaratıcı seçimlerini, hikaye anlatımını ve estetik duyarlılıklarını şekillendirmişti. O halde gelin Tarantino’nun gizli Japon ilham perisini biraz daha yakından tanıyalım.

Meiko Kaji, 1947’de Japonya’nın Toyko kentindeki Masako Ota’da, işçi sınıfı bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Ergenlik döneminde müziğe ve oyunculuğa aşık oldu ve liseden mezun olduktan sonra Nikkatsu Studio’da gerçek adıyla (o zamanki Masako Ota) sinemada çalışmaya başladı. İlk yardımcı rolü 1968’de Retaliation’daydı ve o sırada pop şarkıcısı olarak da kariyerine devam etti.

Nikkatsu Studio cinsel sömürüye hizmet edecek filmler üretme yolunu seçerken Kaji bir geçiş yapmaya karar verdi ve kadınların güçlendiği dört bölümlük film serisi “Female Prisinor Scorpion 701″de rol alacağı Toei Company’ye transfer oldu.

Meiko Kaji “Kadın Mahkum Akrep” filminde. Fotoğraf: Toei Company

İzleyicileri televizyon setlerinden uzaklaştırmak amacıyla o zamanki stüdyoların iki haftada bir yeni filmler yayınlaması beklentisi vardı; kenar mahallelerdeki kadın çetelerini takip eden olay örgüsüne sahip ucuz ve yapımı hızlı düşük bütçeli filmler. 1960’larda Japonya, siyasi özgürlüklerin ve feminizmin yükselişine tanık oldu ve kendisine haksızlık eden erkeklerden intikam almak isteyen güzel kadınları canlandıran Kaji, Japon sömürü sineması türünün önde gelen aktrislerinden biri olarak hızla ulusal üne kavuştu. Tüm güçlü karakterleri için kullandığı delici bir bakış olan “meiko bakışı” ile tanındı.

1973-1974 “Lady Snowblood” film dizisinde, ailesinin öldürülmesinin intikamını almak isteyen, 19. yüzyıldan kalma ölümcül bir kılıç ustası ve suikastçı olan baş karakter Yuki Kashima’yı canlandırdı. Lady Snowblood’da Yuki’nin metanetli ve yoğun varlığı, genç Amerikalı yönetmen Quentin Tarantino üzerinde kalıcı bir etki yarattı.

Hem Snowblood’daki Yuki hem de Kill Bill’deki Beatrix Kiddo (Uma Thurman tarafından canlandırıldı) dövüş sanatlarında ölümcül becerilere sahip ve derin bir intikam duygusuyla hareket ediyorlar. Güçlü kadın karakterler, saygı dolu film yapımı tarzının iyi bilinen bir özelliğidir ve kariyeri boyunca sıklıkla Japon “pinky violence” türünün unsurlarını bir araya getirmiştir (Shoshanna Dreyfus’un Soysuzlar Çetesi’ndeki hikayesi gibi intikam anlatılarına bakın).

Kill Bill’in kardaki son dövüş sahnesi, Lady Snowblood’a çok açık bir göndermedir. Film ve kültür muhabiri Steve Rose bu konuda şöyle diyor: “Onu, başkalarının görme ihtimalinin düşük olduğu daha iyi filmlerden çalan, özgün olmayan bir film yapımcısı olarak bir kenara atmak kolay olurdu, ama Tarantino yepyeni bir sinema dili icat formüle etmeden film yapan ilk kişi olmayacak. Tarantino referanslarını herkesin görebileceği şekilde yüzeyde bırakıyor ya da eğer isteklilerse takıntılı bir şekilde listeleyip bir hayran sitesine koyuyor.”

Tarantino ayrıca “Kill Bill” filmlerinin müziklerinde de Kaji’nin filmlerinde kullanılmış temalara yer verdi. Beatrix Kiddo’nun (Uma Thurman’ın canlandırdığı) House of Blue Leaves’de Crazy 88 çetesine karşı savaştığı sahnede ünlü şarkı “The Flower of Carnage” çalıyor. Anime sekansında O-Ren Ishii’nin (Lucy Liu tarafından canlandırılan) arka planını anlatan bir başka Meiko Kaji şarkısı, “My Garez Blues” anlamına gelen “Urami Bushi” çalıyor.

Meiko Kaji, kariyerinin zirvesindeyken 1984 yılında eğlence sektöründen emekli oldu ve o zamandan bu yana münzevi bir hayat sürüdüyor. Yine de Japon sinemasında oldukça saygın bir figür olmaya devam ediyor. Japon sinemasına yaptığı katkılar, özellikle ikonik rolleri ve hit müzikalleri onu sinema tarihine ve kült filmlerine entegre etti. Kaji, 2020 yılında filmografisini ve müzik kariyerini paylaşarak bunları canlı ve yeni nesillere erişilebilir kılan Youtube kanalını kurdu.

Lady Snowblood artık İnternet Arşivi’nde İngilizce altyazılı olarak ücretsiz izlenebiliyor.

kaynak

tr_TRTurkish