Antarktika buzunda sıkışan gaz 56 milyon insanın toplu ölümüne neden oldu

Antarktika’nın buzunun derinliklerinde yakın zamanda yapılan bir keşif, bilim insanlarına dünyadaki önemli olaylar hakkında yeni ipuçları verdi. Son 800 bin yıla ait veriler, Law Dome ve WAIS Divide adı verilen kutup buz tabakalarında kilitlenmiş durumda.

Gezegenin en soğuk yerine her yıl kar yağdıkça katmanlar sıkışarak katı buz haline gelir. Yağan kar, katmanların arasında sıkışıp kalan parçacıklar ve kimyasallar içeriyor; bu da o dönemde dünyada olup bitenleri yansıtıyor. Araştırma bilimcisi Amy King “Kar yağarken aynı zamanda hava boşluklarını da hapsediyor” diyor. Bilim insanları buzu delerek geçmişteki havayı ve gazları analiz etmek için buz çekirdeği adı verilen uzun bir silindiri çıkarabilirler. “Bunlar o zamanki atmosferin bir örneği. Böylece buzu deldikçe, kabarcıklar halinde hapsolmuş hava örneklerini alıyoruz ve bu nedenle sürekli daha eski atmosferik geçmişleri ölçebiliyoruz.”

Bu buz çekirdekleri çok önemli eksik verileri ortaya çıkarıyor. NOAA’nın Ulusal Çevresel Bilgi Merkezlerindeki Paleoklimatoloji Dünya Veri Servisi direktörü Carrie Morrill “Dünyanın pek çok yerinde insanlar en iyi ihtimalle 19. yüzyıldan beri termometreler ve diğer cihazları kullanarak iklimi doğrudan ölçüyorlar” diyor. Ancak bu zaman diliminden önce kayıtlı hiçbir veri yok. Buz çekirdeklerinin devreye girdiği yer burası.

Buzun içinde hapsolmuş hava kuraklık ve volkanik patlamalar gibi şeyler hakkında bilgi verebilir. “Buz çekirdeklerindeki sülfat ölçümleri geçmişteki büyük volkanik patlamalara işaret ediyor. Morrill, Grönland ve Antarktika’daki buz çekirdeklerindeki sülfatı karşılaştırarak bilim adamlarının patlamanın hangi yarım küreden kaynaklandığını ve ne kadar büyük olduğunu çıkarabileceğini söylüyor. Bu dondurulmuş kayıtlar aynı zamanda insan endüstrisinin ilerleyişini de gösteriyor. “Buz çekirdeklerindeki bakır ve kurşun gibi metal izleri, Yunanlar, Romalılar ve İnkalar da dahil olmak üzere geçmiş uygarlıklardan madencilik ve eritme operasyonlarının yanı sıra 1960’lardan sonra kurşunlu benzin kullandığımıza dair kanıtlar sağlıyor.”

King’e göre buz çekirdekleri insan faaliyetinin başka bir ölümcül yanını ortaya çıkarıyor. King ve Cambridge Üniversitesi ile Britanya Antarktika Araştırması’ndan araştırmacılardan oluşan bir ekip, bu buz çekirdekleri üzerinde kısa süre önce yayınlanan bir çalışmada, kolonileşmenin insan popülasyonları üzerindeki etkisini görebildi.

King ve ekibi buzda hapsolmuş karbondioksit seviyelerine odaklandı. İnsanların nefes verirken yaydığı ve bitkilerin oksijen oluşturmak için kullandığı gaz Dünya gezegenindeki atmosfer sağlığının önemli bir göstergesi. King, “Atmosferdeki karbondioksit miktarı, karbondioksit yayan şeyler ile karbondioksiti emen şeyler (örneğin okyanuslar, ormanlar ve insan faaliyetleri) arasındaki dengedir” diyor. Bu denge çoğu zaman insan faaliyetlerinden dolayı bozulur. Bu çalışma durumunda insan faaliyetinin kolonizasyon olduğu ortaya çıktı.

Yaygın hastalıklar bir zamanlar Dünya atmosferini değiştirme yeteneğine sahipken, denklem artık o kadar basit değil. En son salgın da milyonlarca ölümle sonuçlandı, ancak bu olay muhtemelen buz tabakalarıyla sınırlı kalmayacak. Öncelikle, toplam ölüm sayısı günümüzün daha büyük küresel nüfusuna göre daha küçük bir yüzdeydi. Ayrıca King, “16. ve 17. yüzyıla kıyasla bugün çok daha büyük arka plan karbondioksit emisyonları var” diyor. “Pandemi sırasında pek çok insan için pek çok şey değişse de, en büyük emisyona neden olanların çoğu durmadı.” Şu anda hala atmosferdeki karbondioksitte hızlı bir artış yaşıyoruz.

King, ekibinin bulgularının insan eylemlerinin ne kadar önemli olduğunu gösterdiğini söylüyor. Şöyle açıklıyor: “O dönemdeki insan değişiklikleri atmosferimiz üzerinde gözle görülür bir etkiye neden oldu ve bu da insanların bu erken dönemde bile ne kadar etkili olduğunu gösteriyor.”

görsel: BRITISH ANTARCTIC SURVEY

atlasobscura

tr_TRTurkish