Yeni Doğan Bebeklerin Yüzde 75’i Sudur: Sonra Kurumaya Başlarız

Yeni doğmuş bir insanın elementlerine baktığımızda en çok bulunan iki atomun H (hidrojen) ve O (oksijen) olduğunu görürüz; bu büyük bir sürpriz olmamalı, çünkü 2 H ve bir O suyu oluşturur ve biz insanlar, özellikle doğduğumuzda suyla doluyuz.

Yeni doğmuş bir insan yavrusunun yüzde 75’i sudan oluşur. Elmalar ve domatesler bizden biraz daha suludur: Domatesler yüzde 93,5, elmalar yüzde 80) su içerir.

Bilim yazarı Loren Eiseley’in dediği gibi, insanlar “nehirlerin ulaşamayacağı yerde suyun hareket etme yoludur.”

Yaşlanma ise kuruma anlamına gelir.

Yaşam çizelgemizde attığımız her adımda kurumaya başlarız. Ne kadar uzun yaşarsak o kadar kururuz. ABD’de yapılan bir Jeoloji Araştırması, doğumdan bir yıl sonra bir insan bebeğinin yalnızca yüzde 65’inin sudan oluştuğunu söylüyor; bu yüzde onluk bir düşüş. Yetişkin erkeklerin yaklaşık yüzde 60’ı, yetişkin kadınların ise yüzde 55’i sudur. Yani yaşlı insanların kabaca yarısı sudur diyebiliriz.

Kaslar bakımından ne kadar sıkı olursanız o kadar su barındırırsınız çünkü kaslar su içerir. Kadınların yağ hücreleri genellikle daha fazla olduğu için biraz daha kuru olma eğilimindedirler. Yağ hücreleri pek su içermez. Eklemlerinizi yağlayan, atıklarınızı temizleyen, seminal üremeye yardımcı olan ve yaşlandıkça kemiklerinize gelen şokları emen su, yani içinizdeki nemlendirici yavaş yavaş azalır.

Beynimiz, akciğerlerimiz, kalbimiz, karaciğerimiz ve böbreklerimiz en ıslak dokuları içerir; yüzde 65 ila 85 arası su barındırırlar. Kemikler ne kadar kuru olsa da yüzde 31’i sudur. Hücreler arasında da su vardır, ancak H2O’muzun yalnızca küçük bir kısmı kandır. İçimizdeki suyun büyük kısmı damarlarımızda değil, 100 trilyon minik hücremizde depolanır. Geldiğimiz deniz gibi hafif tuzlu su paketlerinden oluşan bir topluluğuz. Loren Eiseley’in belirttiği gibi, bizler “değişen oranlarda tuz, güneş ve zamanla birleşen, tarif edilemez ve sıvı bir içecek” olan bir su konsantrasyonuyuz ve doğduğumuz gün, sular yükseliyor. Bundan sonra, içimizdeki deniz çok sessizce alçalır ve alçalır ve ilerledikçe…

NPR

tr_TRTurkish