Türkiye’de Yapılan İlk Heavy Metal Tarihi İncelemesi “Heavy Metalin Âsi Tarihi” Raflarda

Gazeteci Emre Öztürk’ün, Türkiye’de yapılan ilk Heavy Metal tarihi incelemesi özelliğiyle okuyucuyla buluşan kitabı “Heavy Metalin Âsi Tarihi”, bilhassa türün tutkunları ancak genel anlamda da sosyolojik bakımdan ilgi gerektiren içeriğiyle raflarda yerini aldı

Epos Yayınlarından çıkan kitabın içeriğine göz atmakta fayda var.

Heavy Metal müzik, biçimlenmeye başladığı 1960’lı yılların sonundan itibaren müzisyenleriyle, müziğiyle, şarkı sözlerinde işlenen konularla, adanmış dinleyicileriyle, müzisyenlerin daha önce rastlanmamış sahne performansı ve imajıyla sadece bir müzik olmayı aşıp dünya ölçeğinde kendiliğinden üreyen çok yönlü ve etkili bir “(karşı-)kültür ve kimlik” üretti. Karakterini müzikal sound ve yapının şekillendirdiği Heavy Metal kültür ve kimlik, yerleşik kurumlar, inançlar, müzik paradigması/sektörü ve medya tarafından lanetlendiyse de etkisini görünür biçimlerde artırmaya devam etti ve müzik dünyasının vazgeçilmezi hâline geldi.

Heavy Metal öfkelidir, şarkı sözlerinde politik ve muhaliftir. Sorgulayanların, kabul etmeyenlerin, direnenlerin, “derdi olanların”, yabancılaşanların, dışlananların, “tuhafların” müziğidir. Toplumların yüzleşmek istemediklerini anlatır, toplumsal eleştiriyi dile getirir, yönetici sınıfları yerden yere vurur ve her türden tabuyu kırmaktan haz duyar. Heavy Metal özünde, “reddedenler”in “reddedenler” için ürettiği bir kültür sürecidir. Samimiyetsizlik hoş karşılanmaz.

Bu kitap Heavy Metal’in janrlar temelinde küresel tarihini anlatırken etkileşimleri, dönüşümleri, dönüştürdükleri, isyanları ve kavgalarını da okuyucuya aktarıyor. Bu tarih halen yazılmaya devam ediyor. Judas Priest’in ‘Metal Tanrısı’ lakaplı vokalisti 71 yaşındaki Rob Halford’un dediği gibi: “En sonunda öleceğim! Bizler ölümsüz değiliz ama Heavy Metal ölümsüzdür!”

tr_TRTurkish