Polonya’nın Dans Eden Kış Canavarı Turoń ile tanışın

Turoń’un bereket dağıttığı kadim gelenek artık yok oldu ama yaratığın kendisi gibi o da dirilmeye teşne.

Erkekliğin sembolü olan Turoń ile tanışın! Polonya Bilimler Akademisi folklor uzmanı Ewa Masłowska, figürün adının (Avrasya’nın büyük bölümünde dolaşan ve 17. yüzyılda nesli tükenene kadar avlanan) yaban öküzü anlamına gelen Lehçe kelime olan tur’dan geldiğini söylüyor. Turoń, Noel’den Lent’e kadar Polonya sokaklarında dolaşan ve dans eden mumyacıların canlandırdığı geleneksel karakterlerden biriydi. Père Fouettard ve Krampus gibi diğer Avrupalı figürlerin aksine Turoń bir cezacı değil. Masłowska ideal erkekliğin bu kıllı temsilcisinin sonraki yıl için iyi bir hasat da dahil olmak üzere doğurganlık bereketi getirdiği bilgisini veriyor.

Erkeklerin yaban öküzü gibi giyinip topluluklarına ve tarım alanlarına bereket getirmeyi amaçlayan ritüellerde dans etmeleri bin yıllık bir Polonya geleneğine dayanıyor. Modern Turoń, insanları, özellikle de çocukları kovalamak ve müzik eşliğinde çılgınca dans etmek için her eve giren bir yaratık. Ritüele göre dans eden canavar daha sonra yere yığılıyor, ardından şarkıcılar ya da ev sahipleri ona küçük bir yudum votka ikram ettiğinde tekrar hayata dönüyor. Masłowska’nın araştırmasına göre bu yaşam, ölüm ve yeniden doğuş ritüeli, Polonya’daki başka bir eski pagan geleneğini yansıtıyor: farklı hayvanlarda aydaki büyüme ve küçülme döngüsünü simgeliyor ve bu da insanlar için geçiş ritüellerini temsil ediyor. Geleneğe göre, yaban öküzlerinin etkileyici boynuzları hilal şeklindeki ayın sembolü.

Tur ve buna bağlı olarak Turoń öncelikle doğurganlık, güç ve erkeklikle ilişkilendirilir. Bugün bile Polonya’da silny jak tur veya yaban öküzü kadar güçlü ifadesi, bir erkekteki gücü ve cinsel cesareti ifade eder. Turoń agresiftir ve korkutucu kostümler giyer; oyuncunun yüzü soğuk kış gecesinde ortalıkta dolaşan kötü ruhları kandırmak için tamamen gizlenmiştir.

Maske şeytana karşı, kötülüğe karşı korunmak demek. Masłowska “Eğer maske takmışlarsa bu onların yabancı olduğu anlamına gelir” diyor. “Kötülük aynı zamanda bir yabancıdır, dolayısıyla kötülük [Turoń’u kendilerinden biri olduğunu düşünerek] rahatsız etmeyecektir.”

Turoń’un korkunç görünümü ve çocukları kovalama eğilimi, figürün esasen kötü niyetli yaratıklarla karışarak onu yalnız bırakmasına ve topluluğa gizlice kutsama sağlamasına olanak tanıyor.

Turoń’un Noel civarında kapılara gelme geleneği 20. yüzyılda neredeyse yok oldu, ancak bazen Kül Çarşambası’ndan önceki günlerde ve yılın diğer zamanlarında yaban öküzü gibi giyinenler görülüyordu.

Artık küresel bir fenomen olan Krampus’un, Cermen Frau Perchta’nın ve Bulgaristan’ın tüylü kukeri’sinin yeniden canlanmasına benzer şekilde Turoń da geri dönüyor. Bu tip kutlamaların ve yaratıkların popülerleşmesi moda olsa da yaratığın geri dönüşüyle birlikte Hıristiyanlık öncesi Slav inançlarının modern bir yorumu olan Rodnovery’nin bazı uygulayıcıları, yaban öküzü gibi giyinen erkekleri içeren eski pagan doğurganlık ritüeli stado’yu yeniden canlandırıyor ve dans eden boğayı Polonya sokaklarına geri getiriyor.

görsel: 1920’lerde Kraków’daki Etnografya Müzesi’nde fotoğraflanan Turoń figürleri. ULUSAL DİJİTAL ARŞİV/KAMUYA AİT

atlas obscura

tr_TRTurkish