Otuz Yıl Sonra Yakalanan Ayrıcalık: Geoff Tate ile “Operation: Mindcrime” Akşamı

Boğaç Gökmen

Heavy metal sahnesi rönesans dönemi eserlerinin en mühim ve kıymetlilerinden birini bizzat yaratıcılarından birinden, ilk ağızdan dinlemek her zaman yakalanacak bir fırsat değil.

Mevzubahis gecenin başrollerinden biri, metal evreninin kıdemli solistlerinden Geoff Tate, diğeri de Chris DeGarmo, Michael Wilton, Eddie Jackson ve Scott Rockenfield’dan kurulu tarihi kadroyla imza attıkları efsanevi Queensryche albümü Operation: Mindcrime. Hâl böyle olunca da albümün 30. yılı münasebetiyle turlayan Tate’in turnenin Avrupa ayağında operasyonu İstanbul’a da taşıması muhakkak ki olaya şahit olacaklar için bir ayrıcalık vesilesi.

Şiddetli geçimsizlik başlığı altında sıralanabilecek türlü gerekçelerle yollarını ayıran taraflardan Tate, metal evreninin bu kilometre taşı albümüyle turlayabilecek hakları elinde bulundurmanın verdiği avantajı kullanarak buraya gelmeden önce son dönemi yoğun bir konser programıyla geçirmiş, İstanbul’a gelebilme ihtimali üzerine fikirler yürütülmüştü. İhtimal gerçeğe dönüştüğünde ise bu özel akşamı kaçırmak istemeyenler “Operation: Mindcrime”ın bu evrendeki ehemmiyetini bir kez de canlı kanlı izleyip idrak etmek için bir operasyon komuta merkezine dönüşen Beşiktaş IF’deki yerlerini almaya başlamıştı.

Konser öncesi, kapı önü sohbetleri ister istemez 80’lere, dönemin kalburüstü metal albümlerine kadar uzanırken, son günlerde açıklanan konserler çerçevesinde efsanevi Uriah Heep’in İstanbul ziyaretinin operasyonla aynı akşama rastlaması da ana başlıklardan biri oluyordu.

Kuşkusuz, aynı güne denk gelen bu iki konser müzikseverlerce infiale neden olmuş sonucunda da aynı anda iki yerde birden olamamanın verdiği çaresizlikle seçimler yapılmıştı. Ancak,  bölünen seyircinin bir bölümü, Uriah Heep ekipmanını taşıyan aracın gümrükte yaşadığı aksilik sonrası konserin ertesi güne ertelendiği haberiyle Zincirlikuyu istikametinden Beşiktaş semt merkezine doğru yoğun katılımlı bir transfer gerçekleştirecekti. Belli ki bu hadise içerideki kitlenin konser saatine doğru süratle artmasını da sağlamıştı. Diğer taraftan da aslında bu can sıkıcı erteleme, Uriah Heep’i kaçırdığına hayıflananlar için de iki gün üst üste yaşanacak bir rock festivalinin habercisi oluyordu.

Fotoğraf : Seda Açıkoğlu

Geçen onca sene boyunca zihinlere kazınan “I Remember Now” ve “Anarchy-X” intro bölümlerinin ardından “Reveloulition Calling”in ilk melodisiyle sahneye alkışlarla adım atıyordu Geoff Tate. “Operation: Mindcrime”, “Speak”, “Spreading the Disease” ve “The Mission” ile şarkıların biri bitip diğeri başlarken otuz yıl geçikmeli bir duygu patlaması önüne çıkanı yutuyordu. Salonu dolduran, albüme alabildiğine hakim ve şarkılara baştan sona eşlikte kusur etmeyen kitle sanırım bir müzisyen için karşılaşılacak en mühim karşılık olsa gerek ki Tate’in vücut dilinden de bunu gözlemlemek mümkün.

Son dönem kızıyla düete kalkıştığı “Suite Sister Mary”de bu kez başka bir hanımefendi ile bu işi çözme yoluna giden Tate’in, bu konuda hâlen kusursuzu yakalayamadığı görüldü. Vokal melodilerinin zorluğu Tate gibi metal sahnesinin en mühim şarkıcılarından biri için bile yıllar sonrası bir sınav haline gelen albümün, bu önemli anındaki düet açmazı belki de görmezden gelinesi bir detay olarak kabul edilmeli.

“The Needle Lies”, “Breaking the Silence” ve ardından “I Don’t Believe in Love” ile kısılan seslere bir süre daha yüklenme gerekliliği albümün bir başka önemli yıldızı “Eyes of a Stranger” ile zirve dakikalarını yaşıyordu.

Fotoğraf : Seda Açıkoğlu

Veda sonrası seyirciyi tekrar selamlayan ekip bu kez diğer kült albümleri, Mindcrime sonrası yayımlanan 1990 tarihli “Empire”dan dem vurmaya hazırdı. Açılış parçası “Best I Can”in akabinde 60’lık delikanlı Tate, uzun soluklu olarak, belki de albüm sunumundaki bütünlüğe zarar vermemek için ilk kez seyirciye hitap ediyordu. Genç ve taze müzisyen kadrosunu tanıtırken aslında baştan beri üzerinde hayli şık duran, bir ustanın geleceğin usta adaylarına el verdiği olgunluk kaftanıyla sürdürüyordu konuşmasını. Tate’in çok uluslu müzisyen kadrosundan isimlerine hakim olamadığımız, iki İtalyan gitarist ve gösteri boyunca gözünü dahi kırpmadığı disiplininden de anlaşılabileceği ve seyircinin de büyük teveccühünü alan Alman davulcu öne çıkıyordu.

“Yılın En İyi Rock Şarkısı” Grammy ödülü sahibi “Silent Lucidity” tam da yeni Grammy ödül töreni akşamında birkaç metre uzağımızda seslendiriliyordu. Senelerdir şarkının arka fon oluşturduğu anılara bir yenisini katmanın yanı sıra daha fazlasını isteyip canlı seyretmek için salonu dolduran seyirci Tate’i de duygulandıracak eşlik performansında limitleri zorluyordu.


Fotoğraf : Seda Açıkoğlu

Kapanış “Empire” ve “Jey City Woman” ile dinamik rock tansiyonunu üst seviyeye taşınarak yerine getiriliyordu ki ağırdan çıkışa yönelirken seksenlerin sonu, doksanların başından bu yana zihinlere yer etmiş melodilerin sonraki birkaç gün kafaların içinde çalıp duracağı şimdiden kendini hissettiriyordu.

Ve belli ki bir ayrıcalık olarak kalıcı izini bırakacaktı Geoff Tate ile yaşanan Operation: Mindcrime akşamı.


Fotoğraf : Seda Açıkoğlu

tr_TRTurkish