Kafka Kitap, Wallace Stegner’in yarı otobiyografik romanı Dingin Liman’ı ve Miriam Toews’un gerçekle kurguyu harmanladığı Konuşan Kadınlar’ını mart ayında edebiyatseverlerle buluşturdu

Kafka Kitap, Wallace Stegner’in beğeni toplayan yarı otobiyografik romanı Dingin Liman’ı ve Kanadalı yazar Miriam Toews’un gerçekle kurguyu harmanladığı dokunaklı romanı Konuşan Kadınlar’ı mart ayında edebiyatseverlerle buluşturdu. Kafka Kitap logolu tüm kitaplar, raflarda ve internet satış sitelerinde!

Dingin Liman

Wallace Stegner

Wallace Stegner’ı düşününce, bize adalete olan açlığını ve olasılıklara olan sevgisini sunan bir adam aklıma geliyor. O insanın gelişme, çaba gösterme, hata yapma, küçük muhteşemlik anlarında yükselme ve “inatçılıkta” şahsi bir kurtuluş bulma arzusunu tanıyan, terk etme dürtüsüne uymak yerine kalmayı seçmenin kıymetini bilen bir yazar.

Dingin Liman bir aşk hikâyesi; heyecan verici diyaloglar ve eylemler yerine, özel hayatları keşfe çıkan bir hikâye. Hiçbir yabancı, evliliğin iç dünyasını bilemez. Bu, çiftler arasındaki en büyük sırlardan biridir. Aşk arayışı her zaman devam eder ve trajiktir ki sonsuza dek elimizden kaçar. Hayal gücümüzse hayatlarımız yetersiz kaldığında devreye girer… Wallace Stegner’ın kelime kelime, perde perde işlediği bir dram bu. Hafızanın ördüğü içsel bir gerginlik, geçmişe ve geleceğe kurban olduğumuzda bizi yiyip bitiren “keşke”ler ve “ya şöyle olsaydı”ları da içeren bir öykü.

Wallace dünyada iyi ve adil olanı aramaktan hiçbir zaman vazgeçmedi. Onu özlüyorum. İstikrarlı sesini duymanın yanı sıra mantıklı asabiyetini, aklını, boş jestleri ve yalanları kırıp geçiren sıradışı bilgeliğinin özlemini çekiyorum. Ama onu nerede bulacağımı biliyorum; kitaplarının sayfalarında yaşıyor.

– Terry Tempest Williams

Konuşan Kadınlar

Miriam Toews

“Yaşanmış bir olaydan alınan ilhamla yazılan, hem büyüleyen hem hüzünlendiren hem de okurunu şoke eden bir roman!”

– Margaret Atwood

2005 ve 2009 seneleri arasında, Bolivya’da ücra bir Mennonit kolonisi olan Manitoba’da pek çok kız çocuğuyla kadın sabahları uyuşukluk hissi ve acıyla uyanıyordu. Bedenleri çürük ve yara içindeydi; geceleri saldırıya uğruyorlardı. Önceleri saldırılar hayaletlere ve iblislere dayandırıldı. Koloninin bazı üyeleri, kadınların günahları yüzünden Tanrı ya da Şeytan tarafından cezalandırıldığına inanıyordu; çoğu, kadınları dikkat çekmek ya da yaptıkları zinaların üstünü örtmek için yalan söylemekle suçladı, bazılarıysa her şeyin dişilerin vahşi hayal gücünün bir ürünü olduğunu düşündü.

Nihayetinde kolonideki sekiz erkeğin kurbanlarını hayvanlarda kullanılan bir uyuşturucu ilaçla bayıltarak onlara tecavüz ettiği ortaya çıktı. 2011’de bu adamlar, Bolivya mahkemeleri tarafından uzun süreli hapis cezasına çarptırıldı. 2013’te suçlular hâlâ hapisteyken benzer saldırıların ve cinsel istismarların devam ettiği bildirildi.

Konuşan Kadınlar, hem bu gerçeklere kurgu yoluyla bir tepki hem de “dişi hayal gücünün” bir ürünüdür.

“Yaratıcılık, Toews’in çanağında gözyaşları ve kahkahalarla karıştırılarak yaşamın özü gibi görünen sihirli bir iksir hâline getirilir.”

–Ron Charles, The Washington Post

tr_TRTurkish