“Haftanın Kitaplığı” 9 Ekim 2017

Okuyacak çok kitap var seçmek zor diyorsanız. Yeni çıkan kitaplar arasından yaptığımız derlemeye bir göz atabilirsiniz.

Homeros’un İzinde İlyada Öyküleri – YAŞAR ATAN

Yaşar Atan, İlyada ve Odysseia destanlarını mitolojik öykülere dönüştürdü. “Homeros’un İzinde İlyada Öyküleri” Boyalıkuş Yayınlarından çıkarak okuyucularla buluştu.

Kitabın tanıtım yazısında şu ifadelere yer veridli: “Troya Savaşları gerçekten oldu. Bu savaşlarla ilgili olarak Egeli halkların belleğinde insanlar ile tanrılar yüzyıllar boyunca efsaneleşip mayalandı. İşte bu sözlü efsaneleri, İzmirli ölümsüz ozan Homeros, İlyada ve Odysseia adlarında iki mitolojik kitapta topladı. Dünya edebiyatının en önemli yapı taşlarından olan bu iki destanla ilgili olarak Batı edebiyatında 50 bin kitap yazıldı! Ya ülkemizde? En iyisi hiç sormayalım!..”

 

Kime Göre, Neye Göre?  – TOPRAK IŞIK

Toprak Işık’ın sadece görelilik teoremini anlatan değil, aynı zamanda duygu evrenindeki kara delikleri de keşfettiren kitabı Kime Göre, Neye Göre? Tudem Yayınları etiketiyle yayımlandı.

Popüler bilim konularını eğlenceli ve sürükleyici hikâyelerle buluşturan Toprak Işık, bu kez zamanın ve mekânın bilimsel tuhaflıkları üzerine konuşturuyor. Bilimle hiç alakası olmayan bir çocuğun adım adım bilime yakınlaşmasını, üstüne üstlük bir de duygu evrenindeki çok güçlü bir kara delikle yüzleşip hesaplaşmasını sağlayan Işık, okuyucusunun özel ve genel görelilik teoremlerini öğrenmesini başarıyor.

İlk gençlik dönemi arifesindeki Beril, sıkıntılı ruh hali yetmezmiş gibi bir de bir ay sonra bütün okulun huzurunda yapacağı sunuma hazırlanıyor. Seçtiği konu ise oldukça cesur: Einstein’ın görelilik teoremleri! Evet, yanlış okumadınız. Hani şu hız, sürat, ivme ile ilgili olan meşhur fizik kuramı.

​Harbi kişiliğiyle tanınan ve aslında çok da parlak bir öğrenci olmayan Beril’in işi bir hayli zor görünüyor. Üstelik internet kazan o kepçe, araştırma yapıp günlerce çalışması gerekiyor. Ama o kararlı. Ve aklında tek bir şey var: Kimse hatta Einstein bile, görelilik teoremiyle ilgili anlatacaklarıyla kendisi kadar ilgi çekemez!

Özel ve Genel Görelilik: Kime Göre, Neye Göre?

Pekin’de Sonbahar – BORIS VIAN

Absürdün, şenliğin, oyunbazlığın ve varoluşçuluğun imkânlarını zorlayarak edebiyat laboratuvarında çılgın deneyler yapan BorisVian, Pekin’de Sonbahar romanı hakkında okuruna gereken uyarıyı arka kapağa düştüğü bu notla yapar.

Pekin’de Sonbahar, okuru tüm canlılığıyla “yaşayan” Paris’ten uçsuz bucaksız bir yokyere, Egzopotamya çölüne doğru bir yolculuğa sürükleyen ve çölde başlamış anlamsız bir demiryolu inşa projesinin ortasına birçok başkarakterle birlikte bırakıveren kurgusuyla, her seferinde daha da şiddetlenerek yeniden patlayan coşkulu bir kahkaha gibi edebiyat alanında beliriverdiğinde, edebiyat çevreleri ve eleştirmenler bunun sürekli oluşum halinde bir yapıt olduğunun farkına varamamışlardı.

Vian’ın kendine has üslubunu konuşturarak mizahla trajiği absürtte birleştirdiği, anıştırmalar, ikilikler, belirsizlikler ve çelişkilerden beslenerek gerçekleştirilmesi imkânsız bir bütünlük yakaladığı, her okumada yeni anlamlar kazanan bu roman, “dünyaya işaret etmeye çalışan bir gizem yapıtı…”(Tanıtım Bülteninden)

Yeraltı Demiryolu – COLSON WHİTHEAD

Amerikan edebiyatının önemli yazarlarından Colson Whitehead’in çağdaş klasikler arasında anılan cesur ve sarsıcı romanı Yeraltı Demiryolu, Siren Yayınları etiketiyle yayımlandı.

Whitehead, romanında Amerika’nın yani “rüya” ülkesinin geçmişine uzanıyor ve okurunu uzun zaman terk etmeyecek ilham verici bir mücadele öyküsü anlatıyor. Amerika’ya getirilen ve köleleştirilen bir kadının, Ajarry’nin öyküsüyle başlıyor ve oradan bir başka kadına, Cora’nın serüvenine uzanıyor. Cora, Amerika’yı bir ucundan diğerine kat ediyor, ne var ki manzara, aradan zaman geçse bile pek değişmiyor. Whitehead’in dâhiyane icatlarıyla Yeraltı Demiryolu, bir düşü gömmeye yetecek soruların ağır yanıtlarını Amerika toprağına ince ince işliyor ve akıllardan silinmeyecek bir okuma tecrübesi vaat ediyor.

Yeraltı Demiryolu, bir kadının onu yok etmeye kararlı dünyada verdiği ölüm kalım mücadelesini ta bugüne yansıyan adaletsizliklerin, insanlık suçlarının ışığında ele alır. Bu sarsıcı ve sorgulayıcı roman, NY Times’dan Amazon’a, Goodreads’e, NPR’a, The Wall Street Journal’a uzanan bir yelpazede yer alan tüm mecralar tarafından Yılın En İyi Kitapları arasında anılmıştır. Colson Whitehead’in bu metni, Amerika’nın temellerinde yatan insanlık suçlarını ele alma biçimi ve günümüz dünyasında halen çözülmemiş ayrımcılık, üstünlükçülük ve ırkçılık gibi meselelere bütünsel yaklaşımıyla da göz dolduruyor.

Colson Whitehead’in “Yeraltı Demiryolu” Türkçede!

Hafiyenin El Kitabı – JEDEDİAH BERRY

Rüyalar ve gerçekler… İkisini ayırt edebildiğinizden emin misiniz?

Hatırladığınız bir şeyi kaç kere rüyanızda gördüğünüzü, ama aslında yaşamadığınızı fark ettiniz?

Rüyanızda gördüklerinizin gündelik yaşantınızda karşınıza çıktığı oldu mu hiç? Kaç kere belki bir gün öncesinde çözülmez görünen bir uyanınca çözüverdiniz? Yağmurun hiç durmadan yağdığı bir kent. Masa başında çalışan, hayat yoksunu bir adam. Kentin orta yerinde, paslanmış, küflenmiş, çürümüş bir panayır. Düşleri bile belgeleyen, herkesi izleyen amansız bir takip sistemi. Ve tüm bunların ortasında, olanca şaşkınlığıyla, durmaksızın düşlere uyanan bir adam. Hafiyenin El Kitabı, cinayetler, filler ve düşler ekseninde dönen amansız bir macera. Algının tüm kapılarını zorlayan, yakanıza yapışan, ısrarlı bir rüya gibi. Dashiell Hammett (2009) ve William L. Crawford ödüllü bu ironik polisiye, iddialı bir yazardan iddialı bir çıkış romanı.

jedediah berry

Daralan – MİNE SOYSAL

Yazar ve yayıncı Mine Soysal’ın kıyıda köşede kalmış yaşamlara odaklandığı gençlik romanı Daralan, Günışığı Kitaplığı etiketiyle yayımlandı.

Soysal, bu kitabında gençlerin küskün içsesini, biriken kaygılarını, kimi öfkeli kimi cesur çıkışlarını küçük bir Anadolu kentinin yoksul mahallesinde buluşturuyor. Hayatın yürek burkan zor yanlarını dillendirirken sevgi ve anlayışa tutunuyor. Benzer koşulların sıradan insanlar üzerindeki farklı etkilerini gerçeklikle aktaran roman, korkuları dayanışmayla dağıtanları, yaşama dört elle sarılanları incelikli diliyle selamlıyor.

Mete’nin liseye başlayacağı o yaz, iç darlatan sorunlarıyla birlikte gelmiştir. Maddi sıkıntılar ve bedensel engelli ablasının sessiz çaresizliği yetmezmiş gibi, yeni komşuların gürültüsü de Mete’nin içsesini bastıracak güçtedir. Aile içinde şiddete ilk kez tanık olması durağan hayatını sarsmış, komşularının oğlu Ömer yakasına yapışıvermiştir. Neyse ki, tezini yazmak için yanlarına gelen psikolog teyzesi, tatlı bir yaz esintisi yaratır yoksul evlerinde. Teyzesinin, çoğunu anlamadığı laflarında, Sıla’nın zeytin gözlerinde pırıldayan umut, Mete’nin bunaltısını dağıtmaya yetecek midir?..”

İnsan da Zaman Gibi Bazen Daralır

tr_TRTurkish