120
Views

Bram Stoker’ın ikonik Gotik romanının ardındaki yaratıcı süreç neredeyse bir asır boyunca gizemini korudu.

Kitabından ya da filmlerden Dracula hikayesini bilmeyen yoktur, ama Bram Stoker’ın 1897 tarihli bu klasik romanını yaratma süreci pek bilinmez. İrlandalı yazar, Oscar Wilde ve Arthur Conan Doyle’la birlikte Londra’nın edebiyat ve tiyatro çevrelerinde takılır, Lyceum Tiyatrosu’ndaki gaz lambalarıyla aydınlatılan gösterilerden sonra sosyalleşirdi. Stoker tiyatronun başrol oyuncusu Sir Henry Irving’in yanında çalışırken boş zamanlarında kısa hikâyeler yazardı. (Irving’in etkileyici duruşunun Kont Drakula’nın ikonik görünümüne ilham verdiği söylenir.)

Drakula’yı yedi yılda yazan Stoker eserine neredeyse bilimsel bir titizlikle yaklaştı. Viktorya dönemi insanları okudukları kâbusun bu kadar takıntılı bir araştırmanın ürünü olduğunu muhtemelen tahmin etmemişlerdi. Stoker’ın 1912’deki ölümünden sonraki on yıllar boyunca da Drakula’yı yaratmak için attığı adımlar gizemini korudu. Araştırma notları satıldı ve Amerikalı koleksiyonerlerle kitap tacirlerinin elinde dolaşarak 20. yüzyılın nadir kitap ticaretinin işleyişine dair anlamlı bir kesit sundu. 1970 yılına gelindiğindeyse notları Philadelphia’daki Rosenbach Müzesi ve Kütüphanesi tarafından satın alındı ve Stoker’ın çalışma yöntemleri nihayet gün yüzüne çıktı.

Stoker anti-kahramanını hayal ederken Ortaçağ savaşçısı Kazıklı Voyvoda’nın infaz yöntemlerinden modern tıptaki gelişmelere kadar uzanan konuları derinlemesine inceledi. O dönemde primitif yöntemlerle yapılan kan nakli Viktorya dönemi insanlarını çok rahatsız ediyordu; son teknoloji prosedürlerden ve hekim kardeşinin uzmanlığından yararlanan Stoker bu modern kaygıları önemli sahnelere dönüştürdü.

Örneğin, Drakula’nın 10. Bölümü’nde vampir avcısı Van Helsing, Drakula‘nın kurbanı Lucy Westenra’yı kan kaybından ölmek üzereyken muayene eder. Lucy’nin nişanlısı Arthur Holmwood ve odada bulunan Dr. John Seward’a, “Kan istiyor ve kana ihtiyacı var, yoksa ölür,” der. Van Helsing hemen Seward’dan Lucy’ye kan nakli yapar. Seward daha sonra günlüğüne “Kızın kan naklinden önceki solgunluğuna kavuşabilmesi için, yatağın tamamının kan kaybından dolayı kıpkırmızı olması gerekirdi” diye yazar.

Ancak yazmak Stoker’ın ek işiydi ve her yaz Cruden Bay adlı küçük bir İskoç balıkçı köyündeki inzivasında sadece bir ay boyunca ciddi olarak yazabiliyordu. Notlarını, köşelere sıkıştırılmış karalamalar ve dağınık notlarla dolu, sıkışık bir el yazısıyla; bazen Lyceum antetli kâğıtlarının ya da otel kırtasiyelerinin rastgele parçalarının iki yüzüne birden yazarak tutuyordu. Bu notlar onun metodik yaklaşımını belgeliyor ve 19. yüzyıl bir yazarının edebiyatın en kalıcı eserlerinden birini nasıl yarattığına dair nadir bir bakış açısı sunuyor.

görsel kaynak: Wikimedia Commons/Kamu Malı (notlar); © Hulton-Deutsch Collection/CORBIS/Corbis via Getty Images (Stoker), mental floss

Makale Etiketleri:
· · ·
Makale Kategorileri:
KİTAP · MANŞET