Bernhard Leitner’ın Soundcube’u: Sesi Tüm Vücudunuzla Görme ve İşitme Sanatı

Bernhard Leitner, 1969’da sesin belirli bir alanda nasıl hareket ettiğini ve bunun insan vücudu üzerindeki etkilerini inceleyen bir deney olan Soundcube’u yarattı. Bir “ses-uzay nesnesi” olan Soundcube, sesin bir mimariye dönüştüğü 64 hoparlörden oluşan bir oda. Leitner’e göre ses plastik, heykelsi bir ortamdır.

“Bütün eserler ses uzayı enstrümanlarıdır. Her biri belirli ses hareketlerini, mekânı tanımlamanın belirli bir yolunu şart koşuyor.”

Soundcube’da sesler bir taraftan diğerine hareket edecek şekilde, daireler çizerek, spiraller çizerek, perdesi, tonu, ses seviyesi ve yönü değişen şekilde üretilir. Şeklin içinde durduğunda sesler tüm vücut tarafından hissedilir. Leitner bunları “bedensel” sesler olarak adlandırıyor ve araştırmasının kendi bedeni üzerindeki etkilerini deneyimledikten sonra şunu söylüyor: “Dizimle baldırlarımdan daha iyi duyabiliyorum.” Ses dalgalarını gerçeğe dönüştürmek için sahip olduğumuz yegane araçlar, kulağın zarı, çekiç, örs ve üzengi değildir.

Böylece tüm vücudunuz, sanatçının “yeni tür akustik-dokunsal alan” dediği şeyi duyuyor ve küpün içindeki varlığınız sesin hareket etme şeklini etkiler. Ona dokunamazsın. Ama bunu hissedebilirsin. Zihniniz sesin çizgilerini ve hatlarını hayal etmeye başlar. Sanat bedeninizin içinde, kafanızın içinde gerçekleşir ve sonra onu görmeye başlarsın.

“Ben ona alçı gibi davranıyorum ya da tahta gibi davranıyorum. Sesler gerçekten kalıplanabilir, biçimlendirilebilir ve üzerinde çalışılabilir.”

 – Bernhard Leitner

“Mekanı yaratma ve karakterize etme aracı olarak ses hareketleri. Soundcube kişinin bunu başarmasına olanak tanır. xxxxx soundcube'un her iki yanında 64 hoparlör var. Ses hoparlörden hoparlöre gidecek şekilde programlandı.”

– Bernhard Leitner, Michael Dumiak aracılığıyla

daha fazlası için: : https://www.bernhardleitner.at

tr_TRTurkish