63
Views

Akvaryumları seviyorsanız 19. yüzyıl Fransız bilim insanı Jeanne Villepreux-Power’a teşekkür etmelisiniz, eğer akvaryumları deniz canlıların hapishanesi olarak görüyorsanız da bunun tam tersini yapabilirsiniz.

Yetişkin hayatına bir terzi olarak başlayan Villepreux-Power zamanla döneminin en saygın deniz biyologlarından biri hâline geldi. Deniz örneklerini içinde tutup gözlemleyebileceği cam bir kutu icat etti ve bu sayede İngiliz biyolog Richard Owen tarafından “Akvaryumculuğun Annesi” unvanını aldı.
Fransız bilim insanı Claude Arnal ona ithafen şöyle yazmıştı:

“O ölü örnekler üzerinde yapılan salt betimleyici çalışmalarla yetinmedi; hayatın kendisi ve onun gizemleri onu heyecanlandırıyordu.”

Bir kunduracıyla bir terzinin en büyük kızı olan Jeanne Villepreux, 24 Eylül 1794’te Fransa’nın güneyindeki küçük Juillac köyünde doğdu. Cesur ve hırslı genç kadın büyük hayallere sahipti. Bu yüzden gençlik yıllarının sonlarında Paris’e terzilik yapmak için tam 400 mil yürüdü. Paris’te işçiliğindeki olağanüstü detaylarla ün kazandı ve 1816’da, İtalyan Prensesi Caroline’in Charles-Ferdinand de Bourbon ile evliliğinde giydiği ihtişamlı gelinliği tasarlayarak ülke çapında tanındı.

Bu iş onu zenginlik ve güç dolu bir çevreye taşıdı; burada İngiliz tüccar James Power ile tanıştı ve evlendi. 1818’de İtalya’nın Sicilya adasındaki liman şehri Messina’ya taşındılar. Villepreux-Power burada kendini beklenmedik bir özgürlük içinde buldu.

Bilim yazarı Helen Scales bu dönemi şöyle anlatıyor:

“Artık geçimini sağlamak için elbise dikmiyor ya da nakış yapmıyordu; bu zarif uğraşlara vakit geçirmek için de dönmedi. Bunun yerine kollarını sıvadı ve bir bilim insanına dönüştü.”

Yaklaşık 25 yıl boyunca bölgenin bitki ve hayvan yaşamını, özellikle de su canlılarını incelemeye adadı. Balık ve diğer deniz canlılarının popülasyonlarını korumak ve yeniden çoğaltmak için su ürünleri yetiştiriciliğini (aquaculture) ilk kez araştıran kişilerden biriydi.

Helen Scales, onun “çağının çok ilerisinde biri” olduğunu söylüyor:

“Aşırı avlanmış nehirleri balık ve kerevitlerle yeniden doldurma fikrini ortaya atan ilk kişiydi.”

Ayrıca bazı ahtapot türlerinin avlarının kabuklarını açmak için alet kullanabildiğini gözlemleyen ve belgeleyen ilk kişiydi. Bu o dönem için devrim niteliğinde bir keşifti.

Villepreux-Power özellikle “Argonauta argo” ya da halk arasındaki adıyla “kâğıt nautilus” olarak bilinen gizemli deniz canlısına takıntılıydı. 1832’de bu sıra dışı ahtapotu yoğun biçimde incelemeye başladı.
Bilim insanları bu canlıların kendi kabuklarını mı büyüttüğü, yoksa hermit yengeçleri gibi başka canlılardan mı aldığı konusunda fikir birliğine varamıyordu. Villepreux-Power, bu gizemi çözmeye kararlıydı, ama bunun için bir nautilus’un büyümesini uzun süre gözlemlemesi gerekiyordu.

Çözümünü kendi yarattı: içine deniz suyu ve incelemek istediği canlıları koyabileceği cam bir kutu. Böylece ilk cam akvaryumu icat etti. Ayrıca iki farklı akvaryum daha geliştirdi: sığ sularda kullanılmak üzere kafes içinde batırılabilen bir cam kutu ve denizde farklı derinliklerde sabitlenebilen büyük kafesli bir model.
Bu kontrollü ortamda larva hâlindeki nautilusları inceleyerek, onların kendi kabuklarını ürettiklerini keşfetti; o dönem için oldukça tartışmalı ama çığır açıcı bir buluştu.

1834’te Profesör Carmelo Maravigna, Giornale Letterario Della Accademia Gioenia di Catania dergisinde şöyle yazdı:

“Akvaryumu icat eden ve onu deniz yaşamını sistematik biçimde incelemek için kullanan kişi olarak Villepreux-Power anılmalıdır.”

1839’da Villepreux-Power “Birçok Deniz ve Kara Hayvanı Üzerine Fiziksel Gözlemler ve Deneyler” adlı başyapıtını yayımladı; bu kitapta nautilus ve incelediği diğer deniz canlıları hakkında bulgularını anlattı.
Öncü araştırmalarıyla giderek daha fazla tanınan Villepreux-Power, Accademia Gioenia di Catania’nın ilk kadın üyesi oldu. Bununla da yetinmeyerek Londra Zooloji Derneği’nin ve Avrupa’daki ondan fazla bilim akademisinin fahri üyeliğine kabul edildi.

Ne yazık ki 1843’te eşiyle birlikte Sicilya’dan İngiltere’ye taşınırken bir felaket yaşandı:
Tüm çizimlerini ve yazılarını taşıyan gemi batınca yıllar süren bilimsel çalışmaları yok oldu.
Her ne kadar yazmaya ve keşiflerini halka anlatmaya devam etse de bir daha aktif araştırma yapmadı.
1871 yılında yaşamını yitirdi.

Adı ve bilimsel katkıları bir yüzyıldan fazla bir süre boyunca neredeyse unutuldu.
Neyse ki son yıllarda çalışmaları ve ilk akvaryumu icat etmesi yeniden takdir görmeye başladı.
1997’de Magellan uzay sondası tarafından keşfedilen Venüs’teki bir kratere onun adı verildi.
Günümüzde çocuk kitabı “Secrets of the Sea: The Story of Jeanne Power, Revolutionary Marine Scientist” gibi eserlerle yeni kuşaklar onun hikâyesini tanıyor.

Basit ama devrim niteliğindeki icadı sayesinde, denizin altındaki gizemli dünyayı daha iyi anlamamıza ve ona hayranlık duymamıza olanak veren bu kadının mirası artık yeniden gün yüzüne çıkıyor.

kaynak

Makale Etiketleri:
· ·
Makale Kategorileri:
MANŞET · VE DİĞER