Afganistan Yiyeceklerinin Sırları Dünya Yemek Kitabı Ödülünü Kazandı

Mayıs 2016’da, dünyanın enigmatik kültürlerinden birine ait bir yemek kitabı Gourmand Dünya Yemek Kitabı Ödüllerinde Yılın En İyi Yemek Kitabı ödülünü kazandı. Bu şaşırtıcı kitap, sarp kayalıklar, derin vadiler, uzak köyler ve sert havasıyla ürkütücü bir çevreye sahip olan Afganistan ve Tacikistan sınırındaki Pamir bölgesine bir saygı duruşu niteliğinde.  Ödülü kazanan tariflerin kaynağı beklenmedik bir yer olarak görünüyor ancak With Our Own Hands bir kitaptan daha fazlası. 100 tarif, Pamir insanlarının gözünden ve onların anavatanlarının tarih penceresinden incelenmiş.

Bu tutkulu projenin başlangıç tarihi 2009. Doktora öğrencisi Jamila Haider ve yardımcı yazarı Hollandalı etno-botanikçi Fredrik van Oudenhoven Tacikistan’da çalışırken karşılaşırlar ve anında Pamir bölgesine olan ortak sevgilerini ve oranın geleceği için ortak kaygılarını fark ederler. Projelerini geliştirmek için çalışırken iki bilim insanı da, yabancı gıdaların atalardan kalanlara tercih edilmesi ve bölge gençlerinin geri dönme planı olmadan temelli dağları terk etmesine şahit olarak Pamir geleneklerindeki erozyonu ilk elden görmüştü.

İlk karşılaşmalarından bir gün sonra iki bilim insanı, keşif için geldikleri Tacik Pamiri Ghund Vadisi’ndeki Mun köyünde yaşlı bir büyükanne ile karşılaştı. Kadın çocukluk tariflerini anlattı ve onun ve Pamir insanı için tarifleri muhafaza etmenin önemini açıkladı. Bu tarifler nesilden nesle sadece sözlü olarak aktarılarak gelmişti.

Kadın, ikiliye tarifleri yazıp yazmayacaklarını sordu. Bu şekilde çocuklarına ve torunlarına onları bırakabilecekti. “Kitaba olan ihtiyaç çok netti,” diyor Haider.

The Pamir region is full of cultural riches and one of a kind recipes (Credit: Credit: Frederik Van Oudenhoven)

Kitaptaki 100 tariften her biri, Sovyet etkisi, afyon bağımlılığı, yerel efsanelerin büyüleyici hikâyeleriyle Pamir insanının gözünden ve anavatanlarının tarihi üzerinden araştırıldı. Okuyucular için kitapta pratik ipuçları da var: örneğin; buzdolabı olmadan et nasıl muhafaza edilir ya da bitkiler nasıl ilaca dönüştürülür gibi…

Kitapta, arazi ve ne ürettiği arasındaki ilişki ve bu düşmanca manzarada tahmin edilemeyecek kadar leziz, eşsiz ve mükemmel ürünlerin nasıl yetiştiği de açıklanmaya çalışılıyor. Örneğin, Pers yeni yılı Baht Ayom’da Baht (koyu bir püre) yapmak için kullanılan kırmızı bir buğday türü olan Rush-kakht, sadece Bartang Vadisi’nin üst kesimlerinde çok özel mikroklimada yetişir. Yiyeceği “ Çok yüksek bir şeker içeriği var ve tadını yavaş yavaş açığa çıkarır, farklı bir tat yaratır, zengin ve sevilesi bir tat,” diye açıklıyor Haider.

Kitabın kendisi insanlar gibi capcanlı ve tarifler, lezzetiyle, hemen her sayfayı süsleyen samimi fotoğraflarla oldukça açıklayıcı. Metinler İngilizcenin yanı sıra Dari (Arap alfabesiyle) ve Tacik ( Kril alfabesiyle) de dâhil olmak üzere üç dilde sunuluyor.  Haider ve Oudenhoven büyükanneyle tanıştıktan tam beş yıl sonra, yerel halka dağıtmak üzere ellerinde 1700 adet kitapla geri döndüler.

Haider, Afganistan’la ilgili bir haber duyduğunda ya da gördüğünde bunun daha çok tanklar, savaşçılar, bombalar, çorak çöller, kadına baskı ve eşitsizlikle ilgili olduğunu, söylüyor ve kültürel zenginliklere odaklanan bu kitabın birazcık da olsa Afganistan ve Tacikistan’ın köylerine, şehirlere bakışı değiştirmesini umuyor.

"This remote, hostile landscape is unpredictably perfect for delicious, unique ingredients to grow" (Credit: Credit: Jamila Haider)

 bbc.com’dan alınmıştır.

What's your reaction?