194
Views

Okuyacak çok kitap var seçmek zor diyorsanız yeni çıkan kitaplar arasından yaptığımız derlemeye göz atabilirsiniz:

Tereyağı

Yazar: Asako Yuzuki

Yayınevi: İthaki Yayınları

The British Book Awards 2025
Uluslararası Çoksatan

YİNE DE NE OLURSA OLSUN ASLA HOŞ GÖREMEDIĞIM İKİ ŞEY VAR: FEMİNİSTLER VE MARGARİNLER.

Gerçek bir olaydan esinlenen ve Japonya’da büyük ses getiren kült roman: Seri katil ve gurme bir kadın aşçı; onun peşine düşmüş ve davayı çözmeye kararlı bir gazeteci.

Yalnız işadamlarını ev yemekleriyle baştan çıkardığı ve öldürdüğü iddia edilen gurme aşçı Manako Kacii seri cinayet suçlamasıyla hüküm giymiştir. Tüm ülkenin ilgisini üzerine çeken bu dava, Kacii’nin basına konuşmayı reddetmesi ve kimseyi kabul etmemesiyle daha da gizemli bir hâl almıştır. Ta ki gazeteci Rika Maçida ona dana yahnisinin tarifini sormak için bir mektup yazana kadar. Kacii bu daveti geri çevirmeyecek ve cevap yazacaktır.

Haber merkezindeki tek kadın olan Rika, her akşam geç saatlere kadar çalışan, genellikle ramen dışında yemek pişirmeyen biridir. Onunla soğukkanlı Kacii arasındaki görüşmeler, gazetecilik araştırmasından çok mutfak eğitimine dönüşür. Rika, bu gastronomik alışverişin Kacii’yi yumuşatacağını ummaktadır ama asıl değişenin kendisi olduğunu fark edecektir. Yediği her yemekte bedeninde yeni bir şey uyanmaktadır; belki de Kacii ile düşündüğünden çok daha fazla ortak noktaları vardır.

Gerçek hayatta “Konkatsu Katili” diye bilinen dolandırıcı ve seri katilin davasından esinlenen Asako Yuzuki’nin Tereyağı romanı, Japonya’da kadın düşmanlığı, takıntı, aşk ve yemeğin sınır tanımayan hazları üzerine çarpıcı ve sarsıcı bir keşif sunuyor.

Radley Ailesi

Yazar: Matt Haig

Çevirmen: Kıvanç Güney

Yayınevi: Domingo Yayınevi

AİLELER.

BAZEN KANINIZI KURUTUR.

Peter çok çalışan bir doktor, Helen hafif mesafeli ama sorumlu bir eş, çocukları Rowan ve Clara ise ergenlikle cebelleşiyor. Radley Ailesi’nin sakin İngiliz banliyölerindeki diğer ailelerden pek bir farkı yok… Şey hariç: kendilerini inkâr etme becerileri.

Radley Ailesi’nin hayatı altüst olmak üzere. Bir partiden dönerken saldırıya uğrayan Clara, kardeşi Rowan ile birlikte yıllardır uyuyamamalarının, salata yerken boğulacak gibi olmalarının ve dışarıya ancak 60 faktörlü̈ güneş kremi boca ederek çıkabilmelerinin ardındaki gerçeği nihayet keşfedecek. Ailenin başına bela açmaktan sorumlu Will Amcalarının çıkagelmesiyle, onları garip bulan kasaba halkına bu kez polisler de eklenecek. Peki kendini inkârdan kurtulmak seni gerçekten özgürleştirir mi yoksa karakola mı götürür?

Matt Haig, bu kez mizah ve gerilimi harmanlayarak aile sırları nereye kadar sır olarak kalabilir sorusunu kurcalıyor.

“Karşı koyulmaz… zekice şaşırtmacalar ve kara mizahla dolu… Radley Ailesi keyifli ve taptaze.” –ASSOCIATED PRESS

“İnce bir mizahla örülü̈, bu capcanlı aile destanı büyük bir ustalıkla kotarılmış.” –GUARDIAN

“Hayat dolu bir komedi.” –INDEPENDENT

“Kanlı canlı, enfes bir eğlence.” –SFX MAGAZINE

Onu Ayışığında Aramak

Yazar: Mizuki Tsujimura

Çevirmen: Eda Karakol

Yayınevi: Athica Yayınları

ÖTEKİ DÜNYADAN GÖRMEK İSTEDİĞİN BİRİ VAR MI?

Diye sorar genç ve bilge Ayumi, hayatlarını bir zamanlar derinden etkilemiş insanlarla yeniden buluşmak isteyenlere.

Ama buluşmanın katı kuralları vardır. Ölen kişinin daha önce kimse tarafından çağırılmamış olması gerekir; çağrıya kulak vermeyi reddedebilir; kavuşma yalnızca dolunay ışığı altında gerçekleşebilir.

Hirase, yaşamının en kırılgan anında kendisine incelikle yaklaşan o ünlüyle görüşmek ister. Kibirli bir adam, çok sevdiği annesinden aile ocağına dair saklı gerçeği öğrenmeyi arzular. Ölümcül bir kazadan sonra bir genç kız, eski dostuna son bir soru yöneltmek ister.

Her buluşmada okurun önüne serilen büyüleyici ipuçlarıyla şefkatin, merhametin ve bağ kurmanın dokusundan örülmüş duygusal hakikate ulaşmak için yol gösterilir.

Peki sen kimi görmek isterdin?

Canavarların Vaatleri – Türkçe Feminist Spekülatif Kurmacaya Musallat Olanlar

Yazar: Ezgi Hamzaçebi

Yayınevi: Metis Yayınları

Günümüzün edebiyat eleştirisi yakın dönemin metinlerine bakarken yeni okuma yöntemleri kuşanmak zorunda. Ezgi Hamzaçebi de “feminist spekülatif kurmaca” başlığı altında topladığı, çoğu 1990’dan sonra yayımlanmış eserlere “musallatbilim”in, posthümanist ve yeni materyalist teorilerin merceğinden bakıyor. Suat Derviş’in Buhran Gecesi’nden Nazlı Karabıyıkoğlu’nun Kadın Kürkünde Rüya’sına uzanan yaklaşık yüz yıllık dönemde “biz” olmanın sorunsallaştırıldığı, “ben” derken ötekine duyulan etik duyarlılığın karakterlere ya da anlatıcıya musallat olduğu metinleri ele alıyor. Bu metinlere musallat olan canavar ve hayaletlerin vaat ettikleri etik ve politik potansiyeller ile edebi temsil düzleminin bu vaatleri gerçekleştirme olanaklarını ve kısıtlarını tartışıyor.

Canavar tasavvurları insan dışı dünyaya, kadınlara ve kuirlere ilişkin olarak toplumda yer etmiş korku ve kaygılarla ilgili ne anlatır? İmkânsız, fantastik, doğaüstü olana yönelik arzu ve korkularla ilgili ne söylerler? Bu arzu ve korkular “biz” kategorisini nasıl kurar? “Biz”in bilgisine dair ne tür uyarılarda bulunurlar? Kimler, ne gibi özellikleri nedeniyle “biz” kategorisinden dışlanır?

Bu tür soruların cevaplarını arayan Canavarların Vaatleri’nin, edebiyat eleştirisi ve feminizmin yanı sıra felsefeyle ilgilenen okurların da ilgisini çekeceğine inanıyoruz.

Kişilik Özelliklerimiz ve Genetik – Karakterin Gizli Şifreleri

Yazar: Korkut Ulucan

Yayınevi: Destek Yayınları

Neden bazı insanlar daha yaratıcı, bazıları daha sakin ya da daha öfkeli?
Neden kimimiz sabaha kadar uyuyamıyoruz da kimimiz başını yastığa koyar koymaz hemen uykuya dalıyor?

Peki ya bağımlılıklara yatkınlığımız? Şans mı yoksa genlerimizin bize oynadığı bir oyun mu?

DNA’mızdaki küçük farklılıkların; mizacımızı, davranışlarımızı, hatta hayata bakış açımızı nasıl şekillendirdiğini öğrenmeye hazır mısınız?

Bu kitap, kişilik özelliklerimizin DNA’mızdaki şifrelerle nasıl şekillendiğini anlatıyor.
Yaratıcılıktan uyku düzenine, bağımlılıklardan mizaca kadar pek çok özelliğimizin genetik kökenleri bilimsel verilerle gözler önüne seriliyor.

Prof. Dr. Korkut Ulucan, kişilik genetiğine dair en güncel araştırmaları herkesin anlayabileceği bir dille aktarırken bir yandan da “Genler kaderimiz midir, yoksa bizi biz yapan çevre midir?” sorusuna yanıt arıyor.

Kişilik Özelliklerimiz ve Genetik, kader ile özgür irade arasındaki o ince çizgiyi keşfetmek isteyenleri bilimsel ve şaşırtıcı bir yolculuğa davet ediyor.

El-İnsanla İlgili Felsefi Bir İnceleme

Yazar: Raymond Tallis

Çevirmen: Ebru Kılıç

Yayınevi: İş Bankası Kültür Yayınları

Elin insan oluşumuzu şekillendirmekteki merkezi rolünü gündeme getiren ilk filozof ben değilim elbette. Okuyacağınız metinde ellerimiz olduğu için eşsiz derecede düşünceli varlıklar olduğumuzu ileri süren Anaksagoras’dan, eli “aletlerin aleti” diye tanımlayan Aristoteles’ten ve eli “zihnimize açılan pencere” olarak gören Kant’tan bahsediyorum. Anatomist F. Wood Jones’un “el insanın doğadaki yerini büyük ölçüde belirlemiştir” sözü, El’in tezini haber veriyordu. Bunu söyledikten sonra, nasıl bu kadar farklı olduğumuza dair anlattığım hikâyeyi bazılarının tümüyle ikna edici bulmayabileceğini ekleyeyim. Bu gibi durumlarda bile El’in, yine de onu okuyanları memnun edeceğini umuyorum. Bunun en önemli nedeni de el için bu metni yazmamın bana insan oluşumuzun zengin gizemini aydınlatma ve bundan sevinç duyma fırsatı vermiş olması; seküler bir hümaniste yaraşır bir işti doğrusu.

(Yazarın Türkçe baskı için kaleme aldığı önsözden)

Raymond Tallis EL: İnsanla İlgili Felsefi Bir İnceleme adlı bu çarpıcı eserinde, insan elini yalnızca biyolojik bir yapı olarak değil, insan bilincinin, kültürünün ve benliğinin oluşmasında merkezi bir rol oynayan felsefi bir varlık olarak ele alıyor. Elin anatomisini, işlevlerini ve simgesel anlamlarını inceleyen Tallis tutma, işaret etme, jest yapma ve araç kullanma gibi eylemlerin, yalnızca fiziksel hareketler değil, anlam üretiminin ve özne olmanın temel bileşenleri olduğunu gösteriyor. Dilin,zamanın, toplumun ve düşüncenin evrimi, ellerimizin açtığı imkânlarla yeniden okunuyor. Sinirbilim, felsefe, antropoloji ve sanatı harmanlayan bu benzersiz kitap, insan elini, insan olmanın ne anlama geldiğini kavramak için güçlü bir mercek hâline getiriyor. Mizahı ve entelektüel derinliği ustalıkla buluşturan Tallis, okuru düşüncenin ve bedenin kesişim noktasında, alışılmadık bir felsefi keşfe davet ediyor. Elin izini süren bu yolculuk, belki de en sonunda bizi kendimize, düşünen ve yapan varlıklar olarak geri getiriyor.

Makale Kategorileri:
KİTAP · MANŞET