2019 Müzik Sahnesine Kişisel Notlar Üzerinden Bir Bakış

Boğaç Gökmen

Geçtiğimiz yılın bir kenara not ettiğim konser ajandamı, kendime görev verircesine ‘İyisi mi yeni senede de not almaya devam etmeli’ temennisiyle bitirmiş, topu bir sene sonrasının koşu yoluna yuvarlamışım.

Şimdi ise yılın bu son günlerinde, bu ufak tefek notları ve henüz sıcak olan anılarının arasına kafayı uzatıp zihnin bir kenarında birikenlerin yıllık raporunu almak zamanıdır.

Her geçen yıl bir öncekinin üzerine koyularak, ne olur, ne biter dediğimiz zamanlarda dahi gelen konser duyurularıyla hayli renkli ve ufuk açıcı müzik olaylarıyla dolu günler yaşayabilmemiz olumsuz dünya gündemi arasındaki işin en yüz güldüren kısmı olsa gerek.

2019’un ilk günleri de ayağını gazdan çekmeyen bir konser çeşitliliğiyle ciddi planlamalar yapmayı da beraberinde getiriyordu. Yerli yeraltı sahnesinin parlayan gruplarını İstanbul’un, adeta 90’lar atmosferini yaşatan ufak samimi mekanlarında seyretmeyi sürdürürken bu gruplar arasında ‘Reptilians From Andromeda’ daha senenin başlarından başlayarak birkaç kez tekrara alınıyordu. 

Kenara köşeye not edilenler arasında hemen Ocak ayının 24’ün de yıllardır beklenen, çok çok gecikmiş bir lansman gecesi parıldıyordu. Dr. Skull albümlerinin neredeyse otuz yıldır beklenen plak ve CD baskıları nihayet müzikseverlerle buluşuyordu. Geçen onca yılda yalnızca kasetten dinlemeye alışılan albümlerin diğer formatlarına sahip olmanın yanında doktorları yıllar sonra birkaç şarkı için dahi olsa sahnede görecek olmanın heyecanı da cabasıydı. Gecenin açılışında Razor’un doktora ünvanıyla icra ettiği Dr. Skull şarkılarına zaman zaman eşlik eden grup üyeleri gecenin kapanışını da kendileri yapıyordu tam kadro.

80’li yılların en mühim metal albümlerinden ‘Operation Mindcrime’ için özel bir turne yürüten Queensryche eski solisti Geoff Tate hem adına hem albüme yakışır unutulmaz bir performans sergiliyordu. Albümü baştan sona çalmalarının yanı sıra bir başka büyük albüm ‘Empire’ın ‘Silent Lucidity’ gibi simgeleşmiş şarkılarına da girilen konser, iz bırakanlardan biri oluyordu. Aynı güne denk gelen Uriah Heep konseri ise grubun ekipmanını taşıyan aracın gümrükte yaşadığı aksilik sonrası ertesi güne erteleniyordu. Ayrıca, yerli punk sahnesinin medarıiftiharı ‘Rashit’ için düzenlenen gece Saints ‘n’ Sinners, Low Sexual Desire ve Sülfür Ensemble’ın da katılımıyla tam bir festival akşamı yaşatıyordu soğuk bir Şubat gecesinde.

Hiç hız kesmeden hemen ertesi gün, bu kez İstanbul’da adına yakışır bir kara kış akşamı, Maslak Ayazağa’daki Volkswagen Arena kara metalin son dönem parlayan yıldızı Polonya bandıralı Behemoth’u ağırlıyordu.  Komutan Nergal ve ekibi, kendi kara deliklerinden geçirdikleri izleyiciyi bol ateşli sahne atmosferleriyle black metalin büyülü evreninde bir yolculuğa çıkarıyordu.

Gelelim Mart ayının ilk hafta sonuna ve ‘Laneth Bir Gece’nin üçüncüsüne. İlkinden bu yana keşke gelenekselleşse dediğimiz etkinliklerin başında geliyordu Laneth etkinlik. Belki de ancak Çağlan Tekil’in fitilini ateşleyebileceği bu özel gece, bu defa Kramp şarkılarıyla sahne alan Razor ile başlayıp, Pagan, Cultus, Objektif ve The Climb ile savuruyordu izleyiciyi yerli metal sahnesinin geçmişine.

Tam bu arada Mezar Organizasyonun dokunuşlarına değinmek yerinde olacak. Metal aleminin dehlizlerini arşınlamayı, uçlarda gezinmeyi ve işin deneysel boyutuna kafa yoranların zaten itinayla takip ettiği Mezar, 2019’a da damga vuruyordu. Neler yaşanmadı ki Kadıköy Karga’nın tavan arası dairesinde.

Behemoth ile aynı güne denk gelen konserde Grand Miasma’yı tercih edenlerin sayısı hiç de az değildi. Witchmaster davulcusu gelemediği için Hellsodomy, Engulfed ve Diabolizer’in sahne almalarıyla tam bir yerli metal dayanışmasına tanık oluyordu Mart ayının sonundaki geceye katılanlar. Sonbaharda da tadından yenmiyordu death metal tınıları. Demilich + Diabolizer ve Deus Mortem kapalı gişe oynuyor, Mezar beşinci yılını Spectral Voice + Engulfed ile kutluyor ardından da Inferno + Depths Above konseriyle metal tutkusunu uçlarda yaşatmayı sürdürüyordu.

Yerli yeraltı metal sahnesinin Asafated yanına Furtherial ve Vortex of Clutter’ı da alarak İstanbul, Ankara, İzmir ve Bursa’yı kapsayan beş ayaklı Tour Va Bien turnesi ile ‘Tout va bien’in 20. Yılını taçlandırıyordu.

Bu arada Borusan Sanat’ı takip edenler de başka yerlerde duyulması güç seslerle tanışıyordu. Şevket Akıncı & Hezarfen Ensemble “Escher Chronicles”ı çalyor, David Torn, Tim Berne ve Ches Smith’i aynı sahnede yakalamak tadından yenmiyor, Atilla Csihar, Stephen O’Malley ve Oren Ambarchi’nin “Gravetemple”ı tam anlamıyla hipnotize ediyordu. Borusan Sanat ve KOD Müzik ortaklığı da devam ediyor, Nova Muzak serisi Matt Elliott ile yaylı çalgılar üçlüsü Vacarme ve Colleen’in yanı sıra Aisha Devi öncesi Common Eider, King Eider konserleri yılın özel deneyimleri olarak bir kenara not ediliyor, Yapı Kredi Kültür Loca sahnesinden ise So Duo ve Dostlar kadim ezgileriyle geçiyordu.

%100 Metal, Vera Müzik ve Hammer Müzik iş birliği bu yıla da damgasını vuruyordu. İstanbul, Ankara, İzmir üçgenine unutulmaz izler bırakan turneler ses getiriyor Overkill, Amorphis. Apocalyptica, Anathema büyük kitlelere ulaşıyordu. Dahası, Moonspell + Rotting Christ, Megadeth bas gitarcısı David Ellefson ile beş ayaklı Blaze Bayley turnesi, Haggard ile senfonik metal hikayelerine dalıyor, Sepultura, Watain, Jinjer, Mantar ve Ulcerate metalden yana sıkıntı olmadığının altını çiziyordu.

Temmuz ayı da verimli geçiyordu müzik bakımından. Yılın en büyük katılımlı ve görkemli konseri ise tartışmasız Manowar oluyor, Final Battle başlıklı veda turneleriyle İstanbul sahnesini sallayan metal devi, yılın manşet konserlerinden birini yaşatıyordu Küçükçiftlik alanını dolduran binlere. Deep Purple’ın ve rock tarihinin efsanevi bas gitaristlerinden Glenn Hughes performansıyla izleyiciyi büyülerken Parkorman’a kurulan Rock Off Festival sahnesi Tec, Undertakers, Khepra, Black Tooth ve Pentagram gibi yerli grupların yanı sıra Ensiferum ve Opeth’in katılımıyla adından söz ettiriyordu. 

2019’un belki de uzak ara en çok ses getiren konseri başlığının altında da yine Dr. Skull ismini görüyorduk. Neredeyse altı ay öncesinden açıklanan konser, 8 Kasım günü birçok şehirden Ankara’ya toplanan rock müzik tutkunu için 30 yıllık bir özlemin de vücut bulacağı bir geceyi işaret ediyordu. Dr. Skull onca yıl sonra ilk kez doğduğu topraklarda sahne alıyor, kimsenin içine sinmese de grup bunun bir veda konseri olduğunu söylüyordu. Orada olanlar için tarifi güç ve son yılların en dokunaklı konseri oluyordu Dr. Skull Ankara. Razor yine açılışı yapıyordu ancak artık Razor Inc isim güncellemesiyle ve hemen o gün çıkan ilk albümlerini kutlarcasına.

Mayıs ayı biterken yılın en çok beklenen bir başka konseri Alan Parsons İstanbul konseriyle doğal olarak yüreklerin Zorlu PSM’de atmasına sebep oluyordu. Temmuz ayından ise İstanbul Caz festivali özelinde Joss Stone, Kamasi Washington, basta Greg Jones ve davulda Tommy Campbell’ın eşlik ettiği Aydın Esen Group ve tabii ki Mozaik konserlerini notlardan aktaralım. 29. Akbank Caz Festivali kapsamında ise Charles Lloyd ve Norveçli usta caz müzisyeni Bugge Wesseltoft ile Erkan Oğur bas gitarda Alp Ersönmez, davulda da Volkan Öktem eşlikli kadroyla sahneyi estiriyordu.

Kasım ayında ise bir başka mühim müzik olayı da Bryan Adams konseriyle yaşanıyordu. İşin önem seviyesini belirleyen detay ise Adams’ın bilhassa 90’lı yıllara ağırlığını vuran kariyerinin yanı sıra Temmuz 1992’de ülkedeki ilk stadyum konserine imza atmış olmasıydı. Konserde yerini alanlar bu vesileyle, klasikleşmiş Bryan Adams şarkıları eşliğinde 27 yıl öncesine de bir selam çakıyordu.

Eylül ayında yılın en iyi progresif metal albümlerinden birine imza atan İsveçli topluluk Soen ile keyifleniyor, Yunan metalinin temel taşlarından SepticFlesh ile bu ayı da metalsiz geçirmiyorduk.

Ekim ayı gündemine rock sahnesinin en büyük gitarcılarından Uli Jon Roth İstanbul konseri oturuyordu. Scorpions’un ilk dönem albümlerinin yaratıcılarından olan üstat Uli’yi canlı seyredenler elbette ki bu, 70’li yıllar lezzet yolculuğundan payına düşeni alıyordu.

80’li yıllardan bu yana punk rock evreninin saygıdeğer topluluklarından olan New Model Army’nin İstanbul konseri aylar öncesinden açıklanmış ancak konserden kısa süre önce davulcu Michael Dean’in sağlık sorunları nedeniyle ertelenen etkinlik gruptan yapılan bir açıklamayla başka bir boyuta evriliyordu. Justin Sullivan gitarını aldığı gibi gelecek ve konserin olacağı akşam ücretsiz bir akustik konser verecekti. İşte o akşam, Zorlu Studio’yu dolduranlar için Sullivan ile yaşanan bu samimi akşam da tüm lezzetiyle bir kenara not ediliyordu elbette.

Aynı mekândan devam edecek olursak, Fabrika Records’un She Past Away, Selofan, Tango Mangalore gecesi bilet bulmanın zor olduğu konserlerden biri oluyor, Belçikalı dEUS ‘The Ideal Crash’ albümünü çaldığı turnede İstanbul’a da uğruyordu. Progresif sahne Leprous ve Tesseract ile renklenirken post-rock kulvarına Japon imzası atan Mono dinleyiciyi büyülüyor, Sophie Zelmani ve Hindi Zahra ise önümüzdeki yıl da gelmeli dedirtiyordu izleyiciye.

Kasım ayı bitmeden bu kez, son yıllar bilhassa da 80’ler metal ruhunu yaşatmasıyla dikkat çeken İsveçli Enforcer ile tansiyonu bir an düşmeyen, enerjisini metalin saf kökenlerinden alan bir konserle kuvvet tazeliyorduk.

Hedonutopia “Arzu Utopyası”, Jakuzi’de “Hata Payı” albüm ilk konserleri için İksv Salon’daydı, Mac DeMarco konseri ise Gezgin Salon olarak Volkswagen arenaya taşınıyor, Steve Gunn, Kevin Morby, üç gece üst üstelerde Nisan ayında Altın Gün, Şubat’ta ise Khruangbin salonu dolduruyordu.

Aralık ayı da birkaç başucu konseriyle göz dolduruyordu. Öncelikle, Rashit’in 1998 tarihli ‘Telaşa Mahal Yok’ albümünün 20. yılı ve yoldaki plak baskısı şerefine düzenlenen gece müzikseverleri yirmi yıl öncesine ışınlıyor, yerli metal sahnesinin dört büyüğü Pentagram, Metafor, Kronik ve Metalium, ‘Masters Of Thrash’ sloganıyla öne çıkan gecede Beşiktaş IF’i dolduranları coşturuyordu. Bir hafta sonrasına yer ayırtıp yine aynı mekânda göz açtığımızda Firewind ve Ozzy Osbourne’un gitar mesaisinden tanıdığımız Gus G. assolistliğinde Razor, Saints ‘n’ Sinners ve Killing ile birlikte erken yıl başı kutlamasında buluyorduk kendimizi.

İzmir’i unutmak ne mümkün! gidenlerin hayat hazinesine unutulmayacak bir mücevher olarak eklenecek bir konser aynı zamanda ülke metal hafızasına da itinayla işleniyordu. Metal evreninin belki de en sıra dışı topluluklarından Kanadalı VoiVod, İstanbul ve diğer şehirlerdeki metal seyircisinin ah’ları vah’ları arasında İzmir sahnesini büyüleyip geçiyordu adeta.

Yine yılın son günlerinde İksv Salon’da atıyordu kalpler, The Ringo Jets yeni çıkan kısaçaları için “Yadigâr EP” çıkış partisi ve Nekropsi de Mart ayından sonra Aralık’ta da üst üste iki gece ile dinleyiciyi itinayla etkisi altına alıyordu.

Tüm bu akış, geçmekte olan bir senenin müzik sahnesindeki canlılığının ancak bireysel notlarından oluşan bir yansımadır. Kat be kat fazlasının yaşandığı ülke sathında her sene daha da çeşitlenerek artmasını temenni ederek geçtiğimiz yıl bir sene sonrasına attığım pası tekrarlıyorum.

İyisi mi yeni senede de not almaya devam etmeli.

Kapak Fotoğrafı: Seda Açıkoğlu

What's your reaction?