Tarihten Unutulmaz Ayrılık Mektupları

Mektuplar geçmişte kaldı ama bazılarının etkisi hala sürüyor. Ayrılıklar farklı biçimlerde yaşanmaya devam ediyor. Pek de uzak olmayan bir geçmiş ayrılık mektubu diye bir kavram vardı. Sayısız ayrılık yüz yüze yaşandı ve hatıralarda kaldı ya da kaybolup gitti, bazı mektupla yaşanan ayrılıklar ise hala bize kendini anlatıyor. İşte bunlardan bazıları:

Agnes von Kurowsky’den Ernest Hemingway’e

Ernest Hemingway’in Silahlara Veda romanındaki romantizmin ilham kaynağı Birinci Dünya Savaşı sırasında İtalya’nın Milano kentinde şarapnel yarası iyileşirken tanıştığı 26 yaşındaki Kızıl Haç hemşiresi Agnes von Kurowsky ile olan ilişkisiydi. O zamanlar sadece 19 yaşında olan Hemingway birlikte yaşayacakları bir yer bulmak için ABD’ye döndükten aylar sonra, von Kurowsky’nin yalnızca ilişkilerini bitirmekle kalmayıp aynı zamanda ayrı kalmanın ona şans verdiğini itiraf ettiği bir mektup aldı.

“Seni hala çok sevdiğimi biliyorum ama bu bir sevgiliden çok bir anne sevgisi gibi. Çocuk olduğumu söyleyebilirdim, ama değilim ve çocukluğun her geçen gün daha da azalıyor” diye yazmıştı. 7 Mart 1919’da şöyle yazdı: “Padua’dan Milano’ya olan o yolculukta ne düşündüğümü biraz olsun anlamanı sağlamak için çok uğraştım ama sen şımarık bir çocuk gibi davrandın ve seni incitmeye devam edemezdim. Artık cesaretim var çünkü uzaktayım.”

Yaralamaya bir de hakaret eklemek için von Kurowsky ona yakında başka biriyle (İtalyan bir milyonerle ama bundan bahsetmese de) evleneceğini söyledi. “Umuyorum ve dua ediyorum ki her şeyi iyice düşündükten sonra beni affedebilir, harika bir kariyere başlayabilir ve gerçekte nasıl bir adam olduğunu gösterebilirsin.”

Marlon Brando’dan Solange Podell’a

Solange Podell, Fransız bir kabare dansçısı ve oyuncuydu. Marlon Brando ile 1947’de Broadway’deki A Streetcar Named Desire performansından sonra tanışmıştı (burada Brando, 1951 film uyarlamasında yeniden canlandıracağı Stanley Kowalski rolünü üstleniyordu). İkilinin ilişkisi Brando’nun 1940’ların sonlarında kurşun kalemle yazdığı (ve birkaç yazım hatası içeren) bir mektupla sona erdi:

“Benim tam bir kabadayı olduğumu düşünmemen için sana bu mektubu, dengesiz, uçarı, güvenilmez mizacım nedeniyle sadece seni görerek duygularını incitmek ve aşağılamak istemediğimi açıklamak için yazıyorum. İçten bir samimiyetle yazılmış olan bu mektubu lütfen açık bir kalple kabul edin. Üzgünüm, daha az kendini beğenmiş ve biraz daha uyumlu olmak için çok çabaladım. Sezgilerim son derece titizdi ama duygularım ne yazık ki istikrarsızdı. Seni sevgiyle, saygıyla, minnetle anacağım. Fransa’da buluştuğumuzda (belki Ekim ayında) davranışımın biraz daha olgun olacağına inanıyorum.”

Brando “sıcak bir tavırla” imzaladı ve Podell’den “nazik teşekkürlerini” annesine “eğer kabul ederse” iletmesini isteyen bir not ekledi.

Jackie Kennedy’den R. Beverley Corbin Jr.’a

1940’ların ortalarında Connecticut’taki Miss Porter’s School’dayken, genç Jackie Kennedy (o zamanlar Bouvier), R. Beverley Corbin Jr. adında bir Harvard Üniversitesi öğrencisiyle sevgiliydi. Ona yazdığı mektuplar genellikle “Sevgili Bev”e veya “Buddy sevgilim”e diye hitap ediyordu.”

20 Ocak 1947 tarihli bir mektubunda şöyle yazmıştı: “Aşık olmayı her zaman diğer kişi için her şeyi yapmaya istekli olmak olarak düşündüm; onlara ekmek almak için açlıktan ölmek ve onlarla Sibirya’da yaşamayı umursamamak ve ben her zaman onlardan uzakta geçireceğim her dakikanın cehennem olacağını düşünmüşümdür; o yüzden bu şekilde bakınca sanırım sana aşık değilim.”

Bundan sonra onunla yazışmayı sürdürdü, ancak sonunda ilişki başarısız oldu ve 1951’de ona başka biriyle nişanlı olduğunu söylediğinde ilişkinin yeniden canlanması ihtimalini ortadan kaldırdı. “Sizin için de aynı şeyin benim başıma geldiği kadar hızlı ve kesin bir şekilde gerçekleşmesini umuyorum. Hiç beklemediğiniz bir anda gerçekleşecek,” diye yazdı Corbin’e. (Sadece birkaç ay sonra kendi nişanını iptal etti ve 1953’te John F. Kennedy ile evlendi.)

Frida Kahlo’dan Diego Rivera’ya

Yıl 1953’tü. Frida Kahlo, doktorlar kangrenli bacağını kesmeden önce bir hastane yatağında uzanmış, bir mektubu hızla bitirmeye çalışıyordu. İlişkileri boyunca aralarında Kahlo’nun kız kardeşi Cristina’nın da bulunduğu çeşitli ilişkileri sürdüren kocası Diego Rivera’ya yazıyordu. (Adil olmak gerekirse Kahlo da ona sadık değildi.)

“Kendimizi kandırmayalım Diego, sana insanca sunulabilecek her şeyi verdim ve bunu ikimiz de biliyoruz. Ama yine de bu kadar çirkin bir orospu çocuğuyken bu kadar çok kadını baştan çıkarmayı nasıl başarıyorsun? Seni serbest bıraktığımı, seni kesip attığımı bilmeni sağlamak için yazıyorum. Mutlu ol ve bir daha beni arama. Senden haber almak istemiyorum, benden haber almanı istemiyorum. Ölmeden önce keyif alacağım bir şey varsa, o da senin lanet olası korkunç piç suratının bahçemde dolaştığını görmek zorunda kalmamak olurdu.”

Daha sonra şu şekilde imza atarak kendisiyle kolayca çelişti: “Sana deli gibi aşık olan birinden elveda.” İkili, Kahlo’nun operasyonundan sonra bağlarını kesmedi.

Richard Burton’dan Elizabeth Taylor’a

Richard Burton ve Elizabeth Taylor, Taylor ilişkilerini bitirdiğinde yaklaşık on yıldır evliydi ve Burton, 25 Haziran 1973 tarihli bir mektupta tepkisini ölümsüzleştirdi. “Benim Ahmaklığım” diye başlıyor, “Tanrı aşkına, gidiyorsun! Kimsenin beni terk etmesine alışkın olmadığım için buna inanamıyorum. Ama düşünceli bir şekilde neden daha önce kimsenin bunu yapmadığını merak ediyorum.”

Onu övüyor (“Muhtemelen dünyadaki en iyi aktris olduğunu unutma”), kendisini eleştiriyor (“Ben çok sıkıcıyım ve bu kadar uzun süre yanımda kalman sadakatinin bir göstergesi”) ve onsuz hayatının nasıl görüneceğinin bir portresini çiziyor.

“Seni tutkuyla ve büyük bir pişmanlıkla özleyeceğim. Başka hiçbir kadınla ilişki yaşamayacağımdan emin olabilirsin. Çok fazla karamsarlığa kapılacağım ve hayal bile edilemeyecek mesafelere asık suratla bakacağım ve biraz hareket edeceğim – muhtemelen sahnede – kendimi içki ve tereyağı içinde tutacağım, ama esas olarak ve her şeyden önce yazacağım.

Who’s Afraid of Virginia Woolf? filminin yıldızları Haziran 1974’te resmi olarak boşandı, ancak Ekim 1975’te yeniden evlendiler ve ardından bir yıldan kısa bir süre sonra yeniden boşandılar, ancak Burton’ın 1984’teki ölümüne kadar yakın kaldılar.

görsel: Richard Burton ve Elizabeth Taylor ‘The Sandpiper’ (1965) setinde. / Sunset Bulvarı/GettyImages

tr_TRTurkish