Pinhani ile İncelikler Peşinde Kediköy’e

Samimiyetini direkt karşıya geçiren bu iş ne kadar gider, umarım uzun soluklu olur diye düşündüğümü hatırlıyorum da sanırım 2006’lara denk geliyordu. Baştan ayağa hissettiklerini yansıttıkları daha ilk dinlemede fark ediliyordu. Bu kesinlikle çok önemli bir özellikti ve aslına baktığınızda başarıya ulaşan, uzun vadede devamlılık sağlayan çoğu müzik oluşumu bu sihirle geniş dinleyici kitlelerini kazanmıştı.

‘İnandığım Masallar’ diyorlardı ki o inceci bakış açılarını ortaya koyan bir slogan olarak da düşünülebilirdi bu başlık. Sanatta basiti yaratmak bir hüner ister ya bu zaten ilk başından ortaya koyuluyordu bu albümle.

Bir açığı mı kapatıyorlardı? Belli ki bu sadelik özlenilmişti, tam zamanında ve kıvamındaydı. Saflık derecesi yüksek bir maden yatağı keşfedilmiş gibi bir durum vardı. Neredeyse kulaktan kulağa önerilerle etkilerini büyütüyorlardı. Organik bir etkileşim zinciri kurulduğu belliydi. Dikkatlerden kaçmayan önemli bir unsur da her yaştan kişiye ulaşan bir tınıları olmasıydı tabii.

‘Zaman Beklemez’ yayımlandığında devam eden etki dört yıla varan bir ara sonrasında ‘Başka Şeyler’ ile devam etti. Akın Eldes’in dokunuşları ayrı bir kıvama yol açarken kendileri de, müzikleri de bir gelişim içinde olduğunu gösteriyordu. Solukları ve lezzetleri yanında coğrafyanın izlerinden, ezgilerinden geçerek başka şeyler, başka bakış açıları işaret etmeyi de dert ediniyorlardı. Araya bir de öğrenci evinde oldukça keyifli bir akşam yaşadığımızı hissettiren ‘Canlı Yayın’ ekleniyordu.

Yeni albüm ‘Kediköy’ çıktığında herhangi bir şüpheye mahal bırakmadan dinleniyor olduğunu düşünüyorum ki bunun dinleyici ve grup açısından iki ayrı açıdan değerlendirilmesi yapılabilir. Dinleyici büyük olasılıkla memnun olacaktır, güvendiği dağlara kar yağmasını istemez çünkü. Grubun bilindik müzikal tavrının devamlılığı sağlanmış. Bunun yanında müzisyenin daima ileriye bakarak yaptıklarının üzerine birşeyler koymayı hedeflediğini düşünürsek, albümde bunu hissetmek de mümkün. Bu bağlamda bile baktığımızda iki cephe için de makul bir buluşma olduğu gözleniyor. Melodik açıdan gruba özgü tadı taşırken neredeyse birbirinden farklı tatlar yansıtan parçalardan oluşan bir albüm.

Yine insana dair birçok duyguya dokunan bir çalışma Kediköy. ‘Geri Dönemem’ var örneğin, bireysel yalnızlıklarımızın tam ortasında bir parça. Fransızca versiyonunu düşünmeden edemedim ilk dinlediğimde. ‘Nehirler Durmaz’ ve ‘Sen Olmayınca’ daha açılıştan tesir eden, grubun kimyasını devam ettirdiği parçalar. ‘Köprünün Ortasında’, ‘Koluma Yazdım İsmini’, ‘Benim Yüzümden’ bir üçlü olarak düşündüğümde blues, folk, Anadolu rockartık ne derseniz iyi örnekler. Hatta ‘Oyalan’ Moğollara bir saygı gösterisi gibi düşünülebilecek motiflere sahip. ‘Düşmanız Gibi’ albümde parlayacak ve başı çekecek çalışmalardan.

Pinhani bir yandan bildiğimiz gibi devam ederken öte taraftan her yaptığı işe ufak dozlarda bir şeyler de katıyor. Bunu yaparken de kısık ateşte demliyor. Müziklerinde yansıttıkları gibi sakin, sabırlı ve içtenlikli yapıyı bozmadan gerçekleştiriyor bunu.

‘Kediköy’ içinde zaman geçirmekten keyif duyacağınız bir hayaller bütünü. Birçok hikayesi var. Yalnızlıkları, istekleri, öz eleştirileri var. Düşman gibi hissetmememizi sağlayacak ve bunları hatırlatacak izler var, buna davet var. Tamam çok iş var fakat ya bunları düşünecek zaman. Burada biraz düşünmeye zaman da var. İyi dinlemeler.

tr_TRTurkish