Haftanın Kitaplığı – 20 Ağustos 2018

Okuyacak çok kitap var seçmek zor diyorsanız yeni çıkan kitaplar arasından yaptığımız derlemeye bir göz atabilirsiniz.

ÇAĞRILMAYAN YAKUP – EDİP CANSEVER

“Çağrılmayan Yakup” 52 Yıl Sonra Yeniden

Edip Cansever’in ilk kez 1966 yılında De Yayınevi’nden çıkan Çağrılmayan Yakup adlı eseri yeniden Yapı Kredi Yayınları etiketiyle yayımlandı.

Kitap, “Çağrılmayan Yakup”, “Cadı Ağacı”, “Pesüs” ve “Dökümcü Niko ve Arkadaşları” adlı dört uzun parçadan oluşuyor.

“Kurbağalara bakmaktan geliyorum
Dedi Yakup, bunu kendine üç kere söyledi
Telaşlı, açgözlü kurbağalara
Bakmaktan geliyorum. Ben sanki Yusuf
Ve Yusuf değil
Her gün bir tahtaboşta asılı duruyorum
Ve durmuyorum. Ben işte Yakup
Yok artık karıştırmıyorum.”

BEYOĞLU – TURAN AKINCI

Beyoğlu’nda bir dönemin panoraması…

Beyoğlu, 19. Yüzyıl ortalarında Avrupa devletlerinin sefaret saraylarının inşa edildiği bir bölgeydi. İstanbul’a gelen Levantenler de bu dönemde Beyoğlu’na yerleşmeye başladı. Bu yoğunlaşma sonunda, “Grande Rue de Pera” ve çevresi bir Avrupa semtine dönüştü. Batı tarzı pasajlar, oteller, balohaneler, birahaneler, pastaneler, tiyatrolar ve sinemalar ilk kez Beyoğlu Caddesi’nde sıralanmaya başladı. Caddenin tam ortasında yükselen Naum Tiyatrosu, Avrupa’daki önemli opera yapılarından biri haline geldi. Zaman içinde Beyoğlu, Osmanlı Devleti’nin çağdaş dünyaya açılan penceresi oldu.

Araştırmacı yazar Turan Akıncı, Beyoğlu’nda yaşanmış olayları, döneme damga vurmuş kurumları, yapıları, ünlü aileleri, mimarları ve sokakları ayrı ayrı başlıklar altında sunuyor.

DENİZE YAZILDI – AYŞE SARISAYIN

Ayşe Sarısayın’dan “Denize Yazıldı”

Ayşe Sarısayın’ın sıra dışı bir kadının, Elif Daldeniz Baysan’ın iki dil ve kültür arasındaki gelgitlerle şekillenen portresini anlattığı kitabı Denize Yazıldı, Can Yayınları etiketiyle yayımlandı.

Denize Yazıldı, Elif ve çevresinin kurmaya çalıştığı başka bir yaşamın öyküsünü, düş ve düşbozumlarını aktarmanın ötesinde çok dillilik, kültür, seçilmiş aile gibi kavramları açımlayan, ölümle baş etme çabalarını sorgulayan bir kitap.

“Terk edilmiş, virane bir binayı yaşanası bir eve, kurak bir toprak parçasını sahici kahkahaların çınladığı bir cennet bahçesine dönüştürdüğümüz, burada yeni bir dünya, huzurlu bir sığınak ve sınırlı ilişkilerden derin bir dostluk, hatta kocaman bir aile yarattığımız yılların, bu şenlikli, patırtısı gürültüsü eksik olmayan kalabalık ailenin eksilmeden önceki rengi: Mor!
Tüm renkler mora çalıyor, gün günden mor, bir eksik mor.
Begonviller uzaklarda.
Yaz gelecek mi, gelecek mi gerçekten?”

EVCİL HAYVANLAR – BRAGI OLAFSSON

İzlanda Edebiyatından Bir Roman: Evcil Hayvanlar

İzlanda Edebiyat Ödülü finalisti Bragi Ólafsson’un Evcil Hayvanlar adlı kitabı Özde Çakmak çevirisiyle, Zeplin Kitap etiketiyle yayımlandı.

Evcil Hayvanlar, yer yer Kafka’nın Dönüşüm’ünü yer yer de Beckett metinlerini hatırlatan tuhaf ve eğlenceli bir roman. Başkahraman Emil, Londra seyahatinden yeni dönmüştür. Reykjavík’teki evinde yolculuğun yorgunluğunu daha atamadan, bir adamın kapısına dayandığını fark eder. Bu kişi, Emil’in yıllardır konuşmadığı ayyaş Havard’dan başkası değildir. Emil, Havard’la karşılaşmamak için aklına gelen en mantıklı yola başvurur: Yatağın altına saklanır. Buna karşılık olarak, Havard ise kendince en mantıklı yola başvurarak zorla Emil’in evine girer ve olaylar gelişir. Bir kedi, bir tavşan, bir kobay faresi, bir iguan, yatağının altından çıkamayan ve kendi evinde verilen partiye davet edilmeyen bir adam…

ASLAN TERBİYECİSİ FREDİ MOLE – ALEXANDER MCCALL SMITH

İngiliz Şövalyeden Çocuklara: Aslan Terbiyecisi Fredi Mole

Edebiyata sağladığı katkılardan dolayı 2006 yılında İngiliz Şövalyelik Nişanı verilen Alexander McCall Smith’in sirklerde aslanların olduğu zamanlarda geçen bir hikâyeyi anlattığı kitabı Aslan Terbiyecisi Fredi Mole, Berrak İdiman çevirisiyle, hep kitap etiketiyle yayımlandı.

​Fredi Mole, herkesin sevdiği, iyi kalpli bir çocuk. Çok da çalışkan. Ailesine destek olmak için yaz tatillerinde babasına yardım ediyor. Arkadaşları da onu sık sık bir yerlere davet ediyor. Günlerden bir gün bir arkadaşı Fredi’ye, “Sirke gitmek ister misin?” diye sorunca Fredi’nin tüm hayatı değişiyor.

 

tr_TRTurkish