Haftanın Kitaplığı – 11 Şubat 2024

Okuyacak çok kitap var seçmek zor diyorsanız yeni çıkan kitaplar arasından yaptığımız derlemeye göz atabilirsiniz

Yaşam İçin Felsefe

Yazar: Pierre Hadot

Yayınevi: Ayrıntı Yayınları

Bizi dönüştürüp değiştiren kitaplar vardır. İster Marcus Aurelius ve Plotinus’u, ister Stoacılığı ve mistisizmi ele alsın, Pierre Hadot’nun tüm eserleri için geçerlidir bu durum. Elinizdeki eser, çalışmaları pek çok düşünürü besleyen, onlarda hayranlık uyandıran bir akademisyenin yanı sıra derin, alçakgönüllü, kararlarında ciddi, bazen ironik, asla tumturaklı olmayan bir düşünür olan Pierre Hadot’yu yakından tanıma fırsatı sunuyor. Hadot’un düşünceleri, kadim bilgeliğin nasıl okunup yorumlanacağını, kadimlerin felsefelerinin ve özellikle Marcus Aurelius’un düşüncesinin daha iyi yaşama nasıl bir imkân sunacağını gözler önüne seriyor. Felsefenin teorik veya sistematik yönünün sıklıkla maskelediği bilgeliğin, bir tür yaşama tarzıyla veya yaşam seçimiyle olanaklı olduğunu öne süren Hadot’ya göre “yaşamımız kelimenin en güçlü anlamıyla tamamlanmamıştır… Yaşamıyoruz, yaşamayı umuyoruz, yaşamayı bekliyoruz.”
Felsefenin entelektüel bir uğraş olmanın ötesinde bir yaşam tarzı olarak nasıl benimsenebileceğini gösterdiği bu röportajında Hadot, bir yandan Antik Yunan’dan ortaçağa ve oradan da modern döneme kadar felsefi düşüncenin evrimini anlamamıza yardımcı olurken, öte yandan filozofların günlük yaşamlarında felsefi ilkeleri nasıl uyguladıklarını detaylı bir şekilde inceliyor. Bu eser, günümüzde bilgeliğin ya da erdemli yaşamın izini sürmesi bakımından ilham verici bir rehber niteliğindedir.

Eğer Benimle Olsaydı

Yazar: Laura Nowlin

Çevirmen: Solina Silahlı

Yayınevi: Juno Kitap

BookTok’ta En Çok Okunanlar Arasında

Bu roman, aşkın, pişmanlığın ve en yakın ilişkilerimizin yaşamımız üzerindeki dönüştürücü etkisinin dokunaklı ve gerçek bir portresini sunuyor.

Benimle olsaydı, her şey farklı olurdu…

Autumn ve Finn eskiden ayrılmaz bir ikiliydi. Ama sonra bir şeyler değişti. Belki de onlar değişti. Şimdi, birbirlerini görmezden gelmeye çalışıyorlar.

Autumn, sevgilisi Jamie ve çok samimi olduğu arkadaş grubuyla takılıyor. Finn ise okulda herkesin etrafında olmak istediği o popüler çocuk.

Yine de bu durum, Finn’le yolları her kesiştiğinde Autumn’ın hissettiklerini ve her şeyin farklı olabileceğine dair o giderek büyüyen rahatsız edici düşünceyi durduramaz: Belki de birlikte olmalıydılar.

Ama ağustos geldiğinde, her şey sonsuza dek değişecekti. Ve zaman geçtikçe Autumn, yollarını hiç ayırmamış olsalardı hayatlarının nasıl farklı olabileceğiyle yüzleşmek zorunda kalacaktı.

Laura Nowlin, Missouri Üniversitesi’nden yaratıcı yazarlık lisans derecesine sahiptir. Nowlin, evde kendi romanları üzerinde çalışmadığı zamanlarda, halk kütüphanesinde çalışıyor ve buradaki okurlardan yazıları için bolca ilham alıyor. Müzisyen kocası, nevrotik köpeği ve psikopat kedisiyle birlikte St. Louis’de yaşıyor.

Yazarın ilk kitabı EĞER BENİMLE OLSAYDI, on ay boyunca New York Times’ın en çok satanlar listesinde zirvede yer aldı. Bir milyon adetten fazla sattı, 19 ülkede yayınlandı. Almanya, Kanada ve İngiltere’de çok satanlar listesinin gözdesi oldu.

Görünmez Başyapıt – Sanattaki Modern Mitler

Yazar: Hans Belting

Yayınevi: Ketebe

“Görünmez başyapıt” ulaşılamaz bir idealdir; mutlak sanat hayalinin dahil edildiği ama asla gerçekleştirilemeyecek bir sanat eseridir. Hans Belting, Balzac’tan ödünç aldığı bu metaforu kullanarak “başyapıt”ın tarihini inceliyor ve 19. yüzyılın başlarından bu yana statüsünün ve anlamının nasıl yüceltilip aşağılandığını araştırıyor.1800’lerden önce sanat eserleri ya taklitçiydi (portre ve manzara) ya da bir şey anlatırdı (tarih resmi). Ancak Romantik modernitenin etkisi altında, fiziksel nesne -örneğin boyanmış bir tuval ya da bir heykel- sanatçının mutlak ya da nihai sanata, kısacası imkânsıza ulaşma çabasının bariz bir kanıtı olarak görülmeye başladı. Yorumlamadaki bu devrim, ilk kamusal sanat müzelerinin kurulmasıyla aynı zamana denk gelmişti; bu müzelerde klasik dönem ve Rönesans eserleri “gerçek” başyapıtlar olarak sunuluyordu, hiçbir modern sanatçının ulaşmayı ümit edemeyeceği, zamanı aşan bir sanattı bu. Mona Lisa ve diğer ünlü tablolar, kurumsallaşmaya başlayan bu başyapıt kültünün yükünü omuzlarında hisseden sanatçıları meşgul edecekti.Raffaello, Vermeer, Delacroix, Cézanne, Picasso, Duchamp, Warhol ve daha birçok dev ismin yaşamlarıyla ve eserleriyle sahne aldığı Görünmez Başyapıt, alternatif bir sanat tarihi olarak okunmayı da hak ediyor.

En Uzun Gece

Yazar: Luly

Çevirmen: Habibe Yılmaz

Yayınevi: Athica Yayınları

Birlikte geçirdiğimiz sayısız uzun gecenin ardından “biz” olarak adlandırılmamız doğaldı.

Dünyada son kalan beyaz kaya gergedanı e terk edilmiş bir yumurtadan çıkan bir penguen.

O zamanlar bunun gerçek bir mucize olduğunu fark etmemiştik. Baştan aşağı her şeyimiz farklıydı ancak bizim için tek önemli olan birbirimizden başka hiçbir şeyimizin olmadığıydı.

“şuradaki ufuk çizgisini görüyor musun? Yeşil renkte parıldıyor. Burası benim denizim.”

“burayı sevdim. Ben de burada kalacağım.”

“sen bir penguensin. Gidip kendi denizini bulmalısın.”

“öyleyse, ben de bir gergedan olarak yaşarım. Gagama bir bak, tıpkı boynuza benziyor.”

“sen zaten harika bir gergedansın. Şimdi geriye kalan tek şey iyi bir penguen olmak.”

“buraya gel. Sana sarılacağım çünkü bu gece uzun bir gece olacak.”

Bu eser, “kendin olarak yaşama”nın acısını, korkusunu ve sevincini basit ama vurucu bir şekilde işliyor. Şu an bulunduğum noktaya gelene kadar beni bu zorlu yolculukta destekleyen herkesin uzun gecesini, gözyaşını, acısını, dayanışmasını ve sevgisini anlatıyor. Artık bu genç penguen korkularından payına düşeni kucaklayacak ve kendini mavi denize bırakacak. Birçok uzun geceye tek başına katlanacak ve uzun gecelerde gökyüzünde parıldayan yıldızlar gibi parlayan bir şeyi bulacak.

Gizemli Buzullar Kıtası Antarktika ve Patagonya’ya Yolculuk

Yazar: Gülten Dayıoğlu

Yayınevi: Yapı Kredi Yayınları

Antarktika gezisi benim için kısa süreli de olsa, bambaşka bir boyuta gidip gelmek gibiydi.

Gülten Dayıoğlu göz kamaştırıcı bir gemi yolculuğuyla gizemli buzullar kıtası Antarktika ve ateş toprakları Patagonya’ya gidiyor. Tepede uçuşan albatros kuşları, dev buzdağları, Macellan penguenleri… Kaynar suyun bile yere düşmeden donduğu bu soğuk ama büyülü coğrafyada yine çok şaşırtıcı, az ürkütücü ve gerçekten gizemli bir yolculuk bizleri bekliyor.

Beyin ve Beden Arasındaki Sihir: Egzersizin Beyin Üzerindeki Devrim Nitelikli Etkisi

Yazar: John J. Ratey Eric Hagerman

Çevirmen: Özge Yılmaz

Yayınevi: Epsilon Yayınevi

Dünyaca ünlü psikiyatrist John J. Ratey’den egzersizin beyin üzerindeki olağanüstü etkilerine dair çığır açan bir araştırma.

Enerjinin sadece bedeni değil, aynı zamanda zihni de canlandırdığı bir gerçek. Daha fazla egzersiz yaparak stresi alt edebilir, ruh hâlinizi yükseltebilir, unutkanlıkla mücadele edebilir, zihinsel keskinliğinizi artırabilir ve sadece kalp atış hızınızı yükseltip ter dökerek daha iyi bir yaşam sürdürebilirsiniz. İşte bu kitap, sadece beden sağlığına değil, aynı zamanda zihinsel sağlığa da odaklanarak egzersizin beyin üzerindeki devrim niteliğindeki etkilerini gün yüzüne çıkarıyor.

Beyninizin nasıl çalıştığını anlamak, egzersizin neden bu kadar önemli olduğunu çözmek ve yaşam kalitenizi artırmak için pratik stratejiler sunan Beyin ve Beden Arasındaki Sihir, okurlara zihinsel ve fiziksel sağlık arasındaki güçlü bağlantıyı keşfetme fırsatı sunuyor. Egzersizin zihinsel sağlığınıza sihir gibi dokunuşunu fark edeceğiniz bu yolculuğa çıkarken hem bedeniniz hem de beyniniz üzerinde çalışacak motivasyonu bulacaksınız.

“Nihayet sabahları koştuğumda neden kendimi çok daha iyi hissettiğimi açıklayan bir kitap! Herkese hitap eden diliyle zihin-beden bağlantısının ardındaki bilimi açıklayarak egzersizin sağlıklı, enerjik ve mutlu kalmanın en iyi yolu olduğuna dair muhteşem kanıtlar sunuyor!”

-Dr. Susan M. Love, Dr. Susan Love’s Breast Book

tr_TRTurkish