Damien Jurado’nun İmgeler Dünyasından Şarkılar

Elime geçen çekme bir kasetti sadece. ‘Bu adamı hiçbir yerde bulamazsın’ demişti arkadaş. Bir süre dinlemedim, süründü gitti kaset, unutmuştum aslında, aldığım arkadaşla irtibatı da kaybetmiştim. Yıllar sonra koyacak yer arıyordum kasetleri, ayakkabı kutularında yüzlercesi. Tabii cd teknolojisi falan derken bütün o emektar kasetlerin pabucu dama atılmıştı. Bir gün hepsini şöyle bir düzene sokayım dediğimde, tasnif işlemleri, eşleştirmeler, tarihe göre sıralamalar derken birkaçı sırıtmaya başladı. Biri de oydu, Damien Jurado ‘Rehersal for Departure’.

Akşamında tekrar kaset zevkimi kazanmanın verdiği gazla birçoğunu dinlemeye koyuldum, tabii Jurado’yu da. Kaç senedir elimde olup da dinlemediğim albüm o akşamdan sonra ezbere dönmeye başlamıştı adeta. Bir süre sonra yine başka bir albümü ‘Saint Barlett’ ile tekrar yakaladım kendisini ve sonrasında her zaman başka bir yere koyduğum ‘Maraqopa’ ile.

Damien Jurado, Seattle’lı şarkıcı, söz yazarı ve besteci. Doksanların ortalarında başladığı müzik serüvenini oldukça verimli geçirdiği söylenebilir. Bunu hem nitelik hem de nicelik olarak rahatlıkla belirtebiliriz. Belki de çok büyük kitleler tarafından bilinmese de keşfedildiğinde sizi müziğinin derinliklerinde bir yerlere doğru çektiğini hissediyorsunuz.

İlk albümü 1997’deki ‘Waters Ave S’ ve ardından 1999’da çıkardığı leziz ‘Rehearsals for Departure’ ile eleştirmenler ve birçok dinleyici tarafından yeni Bob Dylan yakıştırmalarına layık görüldüğü işlere imza atar. Çok da karmaşık olmayan bunun yanında birçok renk barındıran albümlerdir bunlar. 2000’li yıllarda da hız kesmeden çalışmalarına devam eder. Sırasıyla ‘Ghost of David’ (2000), ‘I Break Chairs’ (2002), ‘Where Shall You Take Me? (2003), ‘This Fabulous Century’ (2004), ‘On My Way to Absence’ (2005), ‘And Now That I’m in Your Shadow’ (2006) ve 2008’de yayımlanan ‘Caught in the Trees’ albümleri bütünlüğü ve tarzını sapasağlam oturttuğu işlerdi artık.

Akustik ağırlıklı müziğinin katmanlarında çeşitli ortam sesleri de kullanarak kendine has bir atmosfer oluşturur. Her dinleyici üzerinde rahatlıkla olumlu bir etki yaratacak sesi ve söyleyiş tarzı kurguladığı müzikle örtüşerek tesir alanını daha da genişletmeyi başarmaktadır.

Yeni on yıla girerken de üretkenliğinden yine bir şey kaybetmemiştir. Jurado, karakteristik müzikal yapısını yansıttığı, her biri oturup tane tane dinlenilmesi gereken albümler çıkarmaya devam eder. 2010’da yayımlanan ‘Saint Bartlett’, 2012 yılında çıkan enfes ‘Maraqopa’ ve 2014’deki ‘Brothers and Sisters of the Eternal Son’ her dinlediğinizde tekrar tekrar duymak isteyeceğiniz parçalara sahip çok şık yapımlar olarak  kariyerindeki yerini almaktadır.

‘Visions of Us on the Land’ raflardaki yerini henüz almış çalışması Jurado’nun. Bu albümde de kendi müzikal yüreğini takip etmeyi sürdürdüğünü görüyoruz. Zaman zaman altmışların sonu ve yetmişlerin saykodelik yoğunluğunun da perde arkasında hissedildiği bir yapım. Birer birer öne çıkarılıp kayırılamayacak, tamamı bir bütünün aksamları olarak eşit seviyede ilgiyi hak eden parçalardan oluşuyor. Özellikle akustik baskınlığı, sade kayıt tekniğinin barındırdığı etkiyi ve toplamda da bu tarzın yarattığı atmosferden hoşlananların oldukça keyif alacağı dolu dolu on yedi parçanın bulunduğu bir albüm.

Henüz Damien Jurado ile tanışmadıysanız bunu hemen öncelikleriniz arasına alabilirsiniz. Bu adamı itinayla dinlemek gerek. Mesela eve döndüğünüzde ilk işlerinizden biri bu olsun. Jurado müziğinin her bünyeye iyi gelme ihtimalinin oldukça yüksek olduğunu göreceksiniz.

tr_TRTurkish